bugün

Hindukuş Dağları ve Ceyhun Irmağı arasında yer alan, merkezi bugünkü Belh şehri olan o dönemki adı ile Baktra / Balhika / Bahdi olan, Afganistan sınırları içindeki antik bir ülkedir.
Baktriya (Persçe: باخت Bâhtar) ya da Toharistan, Hindukuş Dağları (هندوکش) ve Ceyhun Irmağı arasında yer alan, merkezi bugünkü Belh şehri olan o dönemki adı ile Baktra / Balhika / Bahdi olan, Afganistan sınırları içindeki antik bir ülkedir.Şu an Mezar-ı Şerif Belh sınırlarını da içermektedir. Mevlana'nın doğum yeri Belh olduğundan yörede Mevlana Rumi yerine Mevlana Belhi diye adlandırılmaktadır.

Baktrialılar bugünkü Tacikler ile kuzey Afganistan halkı (Turaniler)'in yaşadığı topluluklardır. Baktria dili Hint-Avrupa dil ailesi'nin Hint - iran dil koluna mensup bir oluşumdur. Baktria ülkesinde su kaynakları bol ve topraklar verimli olmuştur.
ilk defa türklerin yunanlar ile iletişime geçtiği yer.

baktriya, -büyük iskender sayesinde- bir yunan devleti olmuştur. zeus gibi antik yunan ilah ve ilahelerine taparlardı. dilleri de yunanca idi.
Baktria Krallığı; Orta Asya’da Hindikuş Dağları ile Amu Derya (Oxus) Irmağı arasında yer alan tarihsel bölge ve krallıktır.Bugün Baktria’da Tacikler, Özbekler, Türkmenler ve Afganistan’dan gelerek buraya yerleşen Pathanlar yaşarlar. Höyüklerin bolluğu ve su kanalları, Baktria arkeolojisinin zenginliğini ortaya koyar. Balkh’taki Taş Çağı kalıntılarıyla Haibak’taki mağara çöküntüleri bir yana bırakılırsa, buradaki yerleşme, Balkh ve Khulm’da iÖ 1. binin ikinci yarısına tarihlenen Demir Çağı çöküntüleriyle başlar. iÖ 1500 dolayında bölgeye göç eden Ari boylarınca buraya Yüce Bayraklıların Ülkesi anlamında Bakhdi adı verildi. Tarımla uğraşan ve özellikle mısır eken bu boy, Sular Tanrıçası Anahita’ya tapardı. Bölge, Pers Kralı Büyük Kyros’ a başeğince (lÖ 6. yüzyıl ortası) Baktria adıyla bir satraplığa dönüştürülerek iki yüzyıl Perslerin egemenliğinde kaldı. Büyük iskender, II. Darius’u yenerek Baktria’yı aldığında (iÖ 329) yöreye Baktra, başkentine de Zariaspa adını verdi. Onun ölümünden soma öteki Asya satraplıkları gibi Baktria da Seleukos Nikator’un egemenliğini tanıdı. Seleukos Kralı II. Antiokhos’un Yunan kökenli satrabı Diodotos, Seleukos yönetimine başkaldırarak bağımsızlığını ilan etti; burada Yunan-Baktria Krallığı’nı kurdu (yaklaşık iÖ 250). Hindikuş Dağları ile Amu Derya Irmağı arasındaki bu krallığı iÖ 140’a kadar Diodotos soyundan gelen 32 kral yönetti. Eukradites’in hükümdarlığı döneminde Parth Kralı I. Mithradates’ in saldırısıyla başlayan (iÖ 160 dolayı) akınların iran kökenli Yüeçiler(irani,moğol,tibeli,türk kökenli olabilir) tarafından sürdürüldüğü sanılır. Baktria, sonunda Yüeçilerin egemenliğine girdi (iÖ yaklaşık 125). Part-Hellenistik bir kültür oluşturan Yüeçiler, egemenlik alanlarını Hindistan’ın kuzeybatısına kadar genişlettiler (iS 1. yüzyıl). Baktria iS 4. yüzyılın ikinci yarısında Küçük Kushanlarla Moğolların saldırısına uğradı; ülkeyi ele geçiren Moğollar(cücenler), iki yüzyıl boyunca Batı Türkler tarafından uzaklaştırılıncaya kadar (iS 565) Sasanilerle savaştılar. Baktria, 7. yüzyılın ortasında Türklerden Müslüman Arapların eline geçti. Araplar Balkh adını verdikleri başkenti islâm dünyası kentlerinin anası ilan ettiler. 9. yüzyılda ülkenin batısı Horasan Eyaleti ile birleşti. 1220’de Balkh, kenti yakıp yıkan ve halkını kılıçtan geçiren Moğol Hanı Cengiz’in eline geçti. Yörenin bir bölümüne yeniden yerleşildiyse de bölgenin merkezi, Balkh’ın birkaç kilometre doğusundaki Mazar-ı Şerif oldu. Yine de 18. ve 19. yüzyıllarda kentin çevresindeki alana Balkh Eyaleti adı veriliyordu.

Sanat: Bölgenin sınırları yüzyıllar boyunca değişiklikler gösterdi. Eski başkent, Asya’nın başlıca kervan yolunun üzerindedir ve Moğol akınlarından önceye tarihlenen, en azından 11.000 km’ lik kuşatıcı bir kent duvarıyla çevrilidir. Yapılan arkeolojik kazılarda. Büyük iskender ve Yunan-Baktria Krallığı öncesi dönemine ilişkin buluntulara rastlanmadı. Yunan-Baktria kültürü daha sonraki yıllarda Orta Asya’yı ve Kuzeybatı Hindistan’ı ne kadar etkilediği tartışmalıdır. Baktria’nın doğu sınırında Amu Derya Irmağı üzerinde, katışıksız bir Yunan kenti olan Ai-Khanum’da yapılan kazılarda iÖ 3.-1. yüzyıllar arasına ilişkin Yunan heykelciliği, mimarlığı ve yazıtları gün ışığına çıkarıldı. Baktriaların Yunanlıların sikke basımına etkileri uzun süredir bilinmektedir. Ayrıca, Yunanlıların yönetimleri sona erinceye kadar Baktria’ da ve Orta Asya’da yüzyıllarca Yunan alfabesi kullanıldı. Hellenistik sanatın Gandharan Heykelcilik Okulu’na etkisini saptamak için iki kaynağa başvurulabilir. Baktria’da yaşayan Yunanlıların etkisi, öteki ise Hristiyanlığın başlangıç döneminde Romalılarla Parthların ilişkilerinden kaynaklanan etkidir. Bu ilişkiler sonucu ortaya çıkan etkiler, Asya’ da sürdürülen Hellenistik geleneklere de bağımlı kaldı. Baktria’da ayrıca iki Budist stupası (kutsal alanı) kalıntısı, içlerinde aziz kemikleriyle armağan eşyalar bulunan höyükler ve Müslümanlara ilişkin, oldukça yıkıma uğramış, 15. yüzyıldan kalma iki ibadet yeri vardır.
türk-yunan ilişkilerinin başladığı yer en başta irani bir dil konuşan baktrianlar büyük iskender sonrası helenizm etkisi altına girdi zeus gibi antik yunan tanrılarına inanmaya başladılar ve baktria helen krallığı kuruldu

Bu krallık sonradan yüe-çi ler tarafından yıkıldı ve yine yüe-çi lerin bir boyu olan kuşhanlara bağlandı sonra toharlar ile birlikte kuşhan imparatorluğu kuruldu.
görsel