bugün

bağdat caddesi gibi güzide bir mekanı sadece belli bir kesime ait olduğu düşünmektir. ve bu kesimi de tiki olarak adlandırılırlar. oysa o caddede sizin görmek için göbek attığınız onlarca sanatçı ve saygın insan kalmaktadır. hem tiki dedikleriniz olsa ne olacak. onlar sanki öcü. onlar da bu ülkenin insanı. sizin gibi vergi veriyorlar. okuyorlar. kıyafetleri farklı olmuş ne olmuş. oturup hiç konuşmayı denediniz mi? sanki sadece sizde dert var. sanki sadece siz insanlara yardım ediyorsunuz. kıyafet giymekle yardımsever bir insan olmak arasında nasıl bir bağlantı kurabiliyorsunuz anlamış değilim. yazık. gerçekten çok yazık. belli bir seviyeye gelmiş, kendini aydın olarak nitelendiren kişilerin bu duruma düşmemesi gerekir.
bazı insanlara göre kendini aydın olarak nitelendiren insanların içine düştüğü, yine aynı insanlar tarafından yazık olarak nitelendirilen durumdur.
bağdat caddesi tikilerden ibaret değildir. sadece %99'u tikidir o kadar. geri kalan %1'lik kesimde ne var lan bu cadede gidip bakalım bi hele diyen kesim tarafından doldurulmaktadır. oturup konuşmayı denediniz mi sorunsalına gelince; evet efendim diye gayet gönü rahatlığı içinde söyleyebilirim. ama hatanın neresinden dönersek kardır diyerek anında mekanı terketmiş bulundum. çünkü diyalog aynen şu şekild gelişti:
( yeditepe de ring servisinde gidilmekte iken bir tiki gelir yanınıza oturur, diğeri ise onun yanında ayakta dikilmektedir.)
c.b: selam
tikican 1: selaam nabeeerrr
c.b: iyi yaa nolsun işte dersden çıktım malum, yurda gidiyorum
tikican 2(ayakta dikilen): bizde işte kuaförden çıktıaak caddeye gitçaaz
tikican 1: c.b kısaam sende yaptır biz çıtçıt yaptırdık tanesi 1 milyardı. acaip ucuz bişee yaaa ben böle bişi görmedim
tikican 2: bende yaptırmıştım geçen hafta, ama bertuuğ beğenmedi çıkartı attı dolabaa
c.b: nası yani ya dersiniz yokmuydu sizin?
tikican 1: vaarr nooolmuşş, berkecan aradı, caddede bekliyomuş bizi oraya gitçazz.
c.b: anladım ben, iyi günler size....

evet budur.dert olarak algıladıkları şeyler sevgilisinin saçını beğenmemesi olan, okula kuafördeki feci(!) indirimden yararlanmak için gelen kesimdir bunlar. ve evet yine aynı kesim caddeden ve nişantaşından başka yer bilmezler. eğer bu söylediklerime inanmayanlar olursa yeditepeye gelmeleri ya da caddeye gitmeleri yeterli olacaktır.
bütün insanların farklı yaradılışta olduğunu bilmeyen insanların yanılgısıdır. elbetteki tiki tabir edilen insanların içinde de abuk subuk insanlar vardır. fakat bu geneli için geçerli değildir. lütfen bunu da dikkate alınız arkadaşlar.
bağdat caddesi' ndeki bütün kafeler de yer alan dergilerin magazin, elele veya cosmopolitan ve otomobil dergileri olmasından kaynaklı desteklediğim önerme. nedense hiç bir kafe de bilim ve teknik veya siyasi dergiler göremiyorum. ulan mizah dergisine bile razıyım.
benim, 15 yıl* kadıköy'de, bağdat caddesinin cadde olarak bilinen o kısmına, yürüyerek 1 saat, koşarak yarım saat, otobus ve minibusle 15-20 dakka, arabayla 10-15 dakka mesafede ikamet etmiş biri olarak, caddeye ziyaret sayım iki elin parmağını geçmez. öyleyse ben gitmeyince benim gibi insanların da gitmediği genellemesinden de yola çıkarak, o caddeye gidenlerin bok atabileceğim potansiyele sahip bir kitlenin lokali olarak düşünmemin normal olması* abartı olmaz. geyik yapmadan özetle ifade edeyim, bağdat caddesi tikilerden ibarettir.
tiki demek iktisattaki talep kanununa ** istisnai bir durum olarak görülen marka tüketiminin âlâsını yapan ve harcamalarını normal meblağlar ile yapmayı hakaret olarak tanımlayan, aptal olsun zeki olsun, benden uzak allaha yakın olsun tiplerdir. ben kadıköy rıhtımda 25 kuruşa midye dolma satış yapan seyyar satıcı abinin, hiç bir eklenti yapmadan ve pis sakalını kesmeden tezgahını caddede açmasına, sonra da tikinin caddede aynı midye dolmayı 2,5 ytl'ye almasına karşı değilim de o tikinin caddedeki midye dolmayı, rıhtımdaki midye dolmadan üstün görmesine oeeh derim.
bagdat caddesi tikilerden ibarettir, çünkü caddeyi varedenler o tikilerdir. butik hizmetin varlığının her adımda görülebileceği bir caddenin medeniyete, ilme, fenne; katkısı varsa bile maksimum, güzellik sektörünün kimyasallarının gelişimine harcayacağı ar-ge bütçesinin dolaylı getirisi olabilir. bi de (bkz: caddenin müdavimi sanatçıları görmek için göbek atmak)