bugün

(bkz: Platonik Aşk)
en iyisinin yapılmasıdır. zamanı gelecek o aşk unutulucak ve sen düştüğün, hissettiğin o durumlara kıçınla güleceksin.

bu yüzden sür atını rahvan gitsin.
Ya umudun yoktur ya da gururuna yenik düsmüssündür.
karşıdaki kişinin kendisine duyulan hisleri önemsememesiyle paraleldir.
böyle insanı içten içe bitiren, koskaca bir umutsuzluk yığını tek çaresi unutmak gibi gelen. unutmak; bazen unutmak için uyursun ama bu kez rüyalarında gelip bulur ağlayarak uyanırsın. hayal kurmak istemezsin artık çünkü hepsi suya düşer. başkalarını bulursun, yastığa başını koyduğun an aklına gelir.

söylemek istersin. durmadan o itirafı düşünürsün ayna karşılarında provalar yaparsın onu görünce nutkun tutulur. öylece kalırsın söyleyemezsin. fazla utangaçsındır işte. zaten hayatın boyunca bu problem olmuştur ama hiç şimdiki kadar acıtmamıştır.

sonra düşünürsün sen bu kadar severken, sen onun yüzüne bile bakamazken başkaları bir gün gelip onu üzecektir, ona sahip olacaktır. en acı duygu belki budur onun bir gün başkalarıyla olacağını bilmek.

işte böyle çok seversin bir bok olmaz. hatta bu uzun süreli aşkla ona zarar da verirsin artık sıkılmıştır o utangaç bakışlarından sıkılmıştır her gittin yere gelmenden ama napacaksın seversin işte.

çok seversin bu platonik aşkla kendinede onada zarar versende sapına kadar seversin.
kalp ruha der ki :
- ben severim , aşık olurum ; ama acısını nedense hep sen çekersin .

ruh da cevap verir :
- sen yeterki sev ..

şems - i tebrizi hazretleri (k.s)
elinde olmadan bu eylem gerçekleşir ve bunu kimseyle paylaşmaz ve ölürse şehit sevabı bile alır . allah herkese helal bir aşk evlilik nasip etsin .
zordur ama bazen gereklidir. ayrılınmıştır belki, ''sorun sizde değil onda'dır'' onun için konuşmak hiç bi şeyi değiştirmeyecekse susmak yapılcak en güzel harekettir.
bazen mecburiyettendir. konuşmak bir şeyleri çözebilir belki ama, getirileri götürülerinden çok daha fazladır.
aşık olunan kişiyi hak etmediğinizi düşünmekten kaynaklanan bi eylem. en iyisi tüm duygularınızı içinizden söküp atmaktır. böylece ne aşık olur aşk acısı çekersiniz de aşık olamadığınız için üzülürsünüz.

sonucu insanlığınızı kaybetmektir yalnız. uyarayım baştan, demedi demeyin.
sustuklarının içinde sürekli büyümesidir ve söylemediğin her söz için ileride pişman olacağın anların tamamı.*
fiziksel olarak konuşabilme yetisine sahip olmamaktan kaynaklanır. (bkz: başka dilde aşk)
sessizlik kaybetmenin başlangıçıdır .
içine atmak . onu kendine saklamak . sonra bir gün onu biriyle çıktığını görmek . . .
Normal şeyler bunlar arkadaşlarım . platonik oluyorsa platonik kalır.
Yakin arkadasindan hoslaniyorsundur ve acilip onu tamamen kaybetmekten korkuyosunuzdur.
Eğer ki bu kişi en yakın arkadaşınızsa, yapmanızın mecbur olduğu eylemdir. Yediğiniz içtiğiniz ayrı gitmez, her anınızı onunla paylaşırsınız. Onun gözlerine en yakından bakan belki de sizsinizdir. Kokusunu en iyi siz bilirsiniz, onu en iyi siz tanırsınız. Parmağı kesildiğinde, kendi parmağınızı ağzınıza götürürsünüz farkında olmadan, kendi canınız olmuştur artık. Dışarıdan görenler vay be dostluğa bak derler, siz gülümsersiniz, başınızı öne eğersiniz. Tevazudan sanarlar nerden bilecekler ki onu en çok düşündüren şeyin bu olduğunu. Ağladığınızda o gelir elini koyar omzunuza. O dokunuş var ya o dokunuş... Sevişmelerde, sabahları olmayan gecelerde bulamayacağınız dokunuştur o. Neye ağladığınızı unutur sorulara aptal aptal cevap verirsiniz. Evin yolunu tuttuğunuzda içinizde garip bir mutluluk vardır, yaşınızdan başınızdan utanmadan sokakta gördüğünüz çocuklara selam verirsiniz, elinizdeki lolipopu birine hediye edersiniz, bağırarak şarkı söylersiniz. Çünkü o size dokunmuştur. Eve gelip yalnız kaldığınızda birden bir sessizlik çöker üzerinize. Ne yapıyorum ben! Kendine gel. O senin dostun, böyle yaparak onu kaybedeceksin. Dostun o senin, dost, dost, dost... Yemeğe kadar tekrarlarsınız bunu. Yemek vakti yine düşünceler sarar sizi. Aceba yurtta hangi yemek çıktı, doydu mu karnı? Sıcak mıdır şimdi odası. Uykusu geldiyse yaık güzel gözlerine ders çalışmasın uyusun. Kalın giysin salgın var bu aralar... Siz günün 12 saati, haftanın 7 günü bunu düşünürken kaçırdığınız birşey vardır; zaman. Bir bakmışsınız aylar geçmiş ve her gün aynısı tekrarlanmış. içinden çıkılmaz hale gelmiş herşey. Ona ölüyor, ama tek kelime söyleyemiyorsunuzdur. iki yol vardır, ya vezgeçeceksinizdir, ya da onu tamamen kaybetmeyi göze alarak, daha çok sahip olmayı isteyeceksinizdir... ilki denenir öncelikle, başka birini gözüne kestirmeye çalışırsın ama kiminle konuşsan onu görürsün hatırlarsın, sonra kimsenin o olmayacağını anlarsın. Bir yolu olmalı bunun, telefon şifreni "BiZDOSTUZ" yaparsın, bunu pekiştirmek için durduk yere defalarca klasörlere girip çıkarsın. Dostluk adına onlarca yazı okursun... Olmaz. Olmayacaktır da. sen yine susarsın, onun haberi olmaz. Olmayacaktır da...
çoğu zaman mecburiyettendir.
Kavuşursan meşk olur, kavuşamazsan aşk olur sözünü benimsemiş kişidir.
ilk sürelerde oluşan olaydır.
bir süre sonra aynı kişiye aşık olup sessiz kalmayanın, olayı götürdüğünü görmektir, bu yüzden pek tavsiye edilmeyen durumdur.
sanki ağızında keskin mi keskin bir jilet varmış gibi eger açarsan ağzını paramparça edecek açmazsan yüreğin parçalanacak öyle bi durum. (bkz: yaşama daha iyi)
söyleyemedim söylemek istediklerimi ( j. p. satre )
Hiç sevmediğim, belkide hayatımın aşkını kacırmama sebep olacak bir durum.
onun seni sevme ve sevmeme ihtimali arasında kalmaktır.
umut ile umutsuzluk arasındaki ince çizgidir.
reddedilme korkusu yaşamanın sonucudur.