bugün

aşıksınız ve bu onu bilmiyor.
ve aşık olduğunuz kişiyle hergün beraber vakit geçirip arkadaş arkadaş devam etmenizdir.
bunun haricinde onun size aşık mı değlmi diye sizi eriten bir sürece girilmesiyle devam eder.
acı verir, heyecan verir, anlatılmaz yaşanır.

arkadaşınıza aşık olmak değil,aşık olduğun kişiyle sadece arkadaş olmak.
koyar.
hem de çok fena koyar.
gece gündüz zaten onu düşünmektesinizdir, bir de sürekli yanınızda olması, daha da koyar.
dahası açılamazsınız da.

reddedilirseniz dostluğunuzun tehlikeye gireceğini düşünürsünüz bir de..
genelde daha sonra çıkmaya da başlanan arkadaştır.ancak nedendir bilinmez genelde kısa süren ilişki grubuna girer ve arkadaşlık da eskisi gibi gitmez bir süre sonra.sonuç olarak b.ktan bir durumdur.
çok yakın bir arkadaşımın hala içinde bulunduğu, insanı çaresizlikten kıvrandıran durum. arkadaşım ha. *
her lafınızda, her hareketinizde binlerce tereddüde düşmenize sebep olan durum. onun her lafında bir umut ararsınız, bir belirti ararsınız. evet ya da hayır. ama bulamazsınız..
verdiği acının haddi hesabı yoktur.
derviş yılan hikayesi anlatılmadan ayrılan erkeğin üştüğü durumdur.
(sende bu kuyruk acısı bende bu evlat acısı varken seninle benden dost olmaz).
birbirinize aşıkken arkadaş kalmaktan daha iyi bir durumdur. en azından mantıklı bir açıklaması vardır bunun. diğerindeki mantıksızlığı da açıklayamasam da tamamen duygusaldır , bazen 6. his zırvası böyle ilginç durumlara sokar işte insanı.
işin kötü tarafı birde artık hep teketek görüşüp sizi sahiplenmeye başladıktan sonra ama malasef yine arkadaşça takılmanız insanı delirtir.
(bkz: ne yapsamda öğrensem bana aşık olup olmadığını)
(bkz: karşılıksız aşk/#9056531)
takdir edilesi bir çabadır. fakat mum yatsıya kadar yanar. ruhunuz zaten bunu kabul etmez. kalbiniz isyan eder. beyniniz bir yere kadar dayanır, o da bir yerden sonra pörtler. hele BU kişi ile aynı dili konuştuğunuzun farkına varırsanız, o zaman işler çok daha sarpa sarar.

kendinize bir iyilik yapın. bu yola girmeyin. o kadar çok dost adayı var ki. yüzüne gülüp, arkasından kan ağlayacağınız bir tanesine ne kadar ihtiyacınız var, ona karşı ne kadar dürüst olabileceksiniz; bunların hesabını yapmak size kalmış.
zordur. ama daha zoru kendisinden nefret ettiğinizi sanmasıdır.*
gelişen durumlara göre zorluğuda kademe kademe yükselebilen bir olaydır. 1.durum: Ya en yakın arkadaşınıza,yada arkadaşınıza aşıktırsınızdır. Birlikte geçirdiğiniz her an için içten içe ölüp bitersiniz. Karşınızdaki kişi bundan habersizdir. Yada başkasıyla cıkıyodur. Sizde bir türlü açılamazsınız reddedilme korkusuyla. Hem açıldıktan sonra ben seni arkadaşım olarak görüyorum lafını yeme riskini çoğu insan göz alamaz. 2.durum: Ayrıldığın(seni terkeden) sevgilini hala seviyorsan fakat arkadaş kalma kararı aldıysanız ki bu dahada acınası bir durumdur. Biz artık arkadaşız durumu terkedilen kişi için kabul görmez çünkü kişinin içinde azda olsa diplerde her an yeşillenmeye nazır aşk ve ümit tohumları kalır. Her iki durumda da görüldüğü gibi gerçekten cok zor bi durum *
mesele o değil.
mesele aranız çok iyi neredeyse bütün vaktinizi siz onunla o sizinle geçiriyor.
hatta canını bile tehlikeye atıyor.bütün fedakarlıkları yapıyor.
ama sadece arkadaşız.
sözlük yazarları açım aç. yemek yiyemiyorum bu olay yüzünden siz anlarsınız beni.nasıl olcak bu durum böle.
hele ki birgün yanınıza gelip de size sevdiği oğlanı/kızı anlatırsa ve ne yapsam ki çok seviyorum falan diyerek sizden akıl isterse kendinize ya bi tabanca ararsınız ya da atlayacak yüksek bir bina. koçum veya kızım... bak sen meseleyi taa en baştan yanlış ele almışın. bir insan gerçek manada arkadaş gördüğü birine sonradan kolay kolay diğer gözle bakmaz. hele ki kızsa ve sizi arkadaşı olarak görüyorsa dünyada bi siz bir de goril kalsa gider o gorili seçer yine size yaklaşmaz. haa diyeceksiniz ki ben örnek biliyorum arkadaşlardı sevgili oldular. nah arkadaşlardı sevgili oldular işte. taa en başından niyetleri belliydi onların. ( en azından birinin) ve ona göre davrandılar hep. hiç gerçek arkadaş olmadı onlar. zaten bir insan eşek değilse karşısındakinin duygusunu anlar ama belki kırmak istemediğinden belki de kıvrandırmak isteyip hoşuna gittiğinden anladığını belli etmez. bak arkadaşım: arkadaşına mı aşıksın? sana tavsiyem şu: arkadaşlığı yavaş yavaş kes, umursamaz ol ona karşı ama bunu sakın onu kıracak kendinden soğutacak şekilde yapma. göreceksin ki belli bir zaman sonra arkadaşça duyguları farklılık göstermeye başlamış. ancak ve ancak temel kural şu: sakın sevdiğini belli etme. sevdiğini söylemeye hiç değinmiyorum bile bak o kadar salak olmadığını varsayarak. dediğim gibi sakın belli etme çünkü bir kere sevdiğini belli edersen artık onun ego mastürbasyon malzemesi ve oyuncağı olursun. canından bezdirmeden sikerim böyle aşkın ıstırabını dedirtmeden gelmez. muhtemelen hiç gelmez de neyse. yani normal şartlarda kısa bir sürede kendine teklif ettireceğin kişiyi sevdiğini belli edersen zor elde edersin. yukarda belirttiğim taktiği uygula, sonucu bekle. siktir et arkadaş markadaş olmasını. nikah düşmüyor değil ya...
birde size aşık olduğu kişiyi söylerse* o anda yıkılıırsınız intihar edesiniz gelir ssanki boşa yaşıyormuşcasına ama sonra düşünür bana kızmı yok dersiniz kısa süre sonra kız reddelirse hemen yanınızza koşacaktır ve size ağlayacaktır tabi bazıları yüzzsüz olur ağlamaz ama çoğu ağlayar gelir siz aslında sevinirsiniz o üzülür buda platonik bir aşk olduğunun kanıtıdır.kısacası siz onun için aşıktan çok sevimli birisinizdir belkiddeeeee kendinizi o gözle göstermediniz hiç.birde öyle denenmesi yararınızadır.
(bkz: Onun kölesi olmak) Öldürmekten beter bir şey. O üzülecek, kırılacak diye korkmak. Hani en azından sevgilim değilse de arkadaşım olsun diye düşünmek.
aşıkınında bu uzatmalardan dolayı azalmasına da sebep olur.