bugün

kişinin kaç para alırsa sevdiğinden vazgeçeceği sorunsalıdır. aşık olduğun kişinin babası kızımı/oğlumu bırak kaç para istersen veririm cümlesine
cevap niteliği taşır.
bazen bir iphone parası, bazen bir yüzük, bazen araba,

bazen sadece şırdan parasıdır aşk.
"Ask var mi ki?" seklinde dusunduren baslik. Olmayan seyin fiyati da olmaz.
parayla ölçmeye kalkmanın aptallık olduğu durum ve emin olun aşk vardır. aşk insanın bulutların üzerine çıkaran bir olgudur ama çoğu zaman sizi o kadar yükseklere çıkardıktan sonra birden boşlukta serbest düşmeye bırakır.
matematiğin çaresiz, integralin ağlamaklı ve iç açıların toplamının hepsinin aynı potada eritilmesiyle ortaya çıkan para birimi cevapsızlığı.
sizin, karşılığında 'o'ndan vazgeçebileceginiz meblağdır. siz belki trilyon gibi uçuk rakamları kaybetmeyi göze almışınızdır. fakat 'o'nun sizi bunun için sonunda pişman edebileceği olasılığı ortada oldugu sürece vazgeçemeyeceginiz de bir gerçektir.
aşk denen olgunun eninde sonunda biteceği veya acıya dönüşeceği gerçeğini düşünebilen bir insan, yani rasyonel düşünebilen bir birey, bu aşk karşılığında hatırı sayılır bir miktar almalıdır. eğer kızın babası gelip; ''kaç para istiyorsun kızımı bırakmak için'' derse, sahibi olduğu holding veya şirketten belirli bir hisse, bir kaç lüks daire, son model otomobil ve hayatının sonuna kadar rahat yaşayabileceğin güzel bir paraya karşılık gelir.

dikkat ederseniz rasyonel düşünebilen bir bireyden bahsediyorum. o aşkın içindeyken paha biçilemez gibi hisseder insan. ama durum ileride farklı olur. bir bakarsın aşk da gitmiş, önünüze sunulan o kadar para da gitmiş, kız da gitmiş.. biraz geniş düşünün oğlum.

not: kalpsiz değilim, bir kız tarafından da köpek gibi acı çektirilmedim, evet ben de aşık oldum ve aşığım zaten, mutluyum da.. ama biraz mantıklı düşünelim la. *