bugün

dönem baz alındığında katılmadığım önermedir. ayrıca (bkz: renkler ve zevkler tartışılmaz)

benim beğendiğim bir filmdir efenim. çok fazla argüman ortaya koymamış olsam da.
alakası yok ama bence ucuz roman abartılmış bir film.
dikkatli izleyince fark edilen gerçek. bir bu filme kült, türk sinemasının en iyi filmlerinden denmesi çok abes.

yönetmen mustafa altıoklar, emir kustirica'ya çok özenmiş fakat emir kustirica filmlerindeki karakter derinlikleri yok. olayların sebepleri zayıf olduğu için sonuçları da çok zayıf. alakasız yerlerde çıkan sokak orkestrası da bu özentiliğin vasat resmi.

--spoiler--
örneğin arap sado bir kabadayı, karşısında da bir çete var, çete ile savaş halindeler ama arap sado sürekli tek tabanca, belli ki o çete onu sıkıştırıp öldürecek, klişeye çok kör gözün parmağı bir asist yapılmış. filmin kırılma noktası bu ve bu her yönüyle çok zayıf.

sonra bir de o çeteyi hiç ortada yokken çıkıp polis destekliyor, neymiş çete komünistlere aman vermesin diyeymiş. roman mahallesi gibi bir yer, herkes keş, alkolik, ipe sapa gelmez adamlar. ne komünizmi ne alakası var. ne kadar saçma sebep sonuç ilişkisi. filmde karakterler çok alakasız reaksiyonlar patlamalar gösteriyor.
--spoiler--


ayrıca film o dönemin yükselen eşcinsellik propagandasının da ağır etkisinde kalmış. o blok çok çok anlamsız, filmden çıkarılsa hiçbir şeyi etkilemeyecek.

bir de çok fazla iğrençlik var, hayvan tecavüzü, çocuk istismarı, ana karakter tinerci keş, kadınların yüzde 80'i hayat kadını, adamlar ya sapık ya da eşlerini aldatıyor... fakat bunlar filmde iyi gibi gösteriliyor, tek kötü var o da polis.