... Az sonra sen geleceksin, gene kısacık kesilmiş o "piyano siyahı" saçlarınla... Her zamanki gibi bahar sabahlarına benzeyen gülüşünle... Bir sürü çiçek adı düşündüren gülüşünle. O kadar az insan kaldı ki çevremizde, birbirimize daha sıkı sahip çıkmamız gerekiyor, birbirimizin üstüne titrememiz... Ne pahasına olursa olsun birbirimizi kollamamız. Azaldık, öldük, başkalaştık... Ancak yalnızlıkları birbirine benzeyen insanlar uzun yolda birbirlerini kaybetmiyorlar. Bizler güzel insanlarız. Her şeye karşın kendini koruyan, korumaya çalışan, güzel yetişmiş, güzel insanlar... Son zamanlarda en çok hissettiğim duygu bu. Bizim daha erdemli, daha bilgili, daha kişilikli, daha ilkeli, daha güzel, daha, daha biri olmak için yaptğımız her şey, bizi hayattan biraz daha uzaklaştırdı. Yalnız kaldık. Kimsesiz kaldık. Tüm bunlara artık gerek duyulmadığı, gereksinim duyulmadığı günlere geldik. Ya da getirildik.."
hiç gelmemiş gibi olacak ellerin
bir martı sesi gibi her daim
gökyüzüne sonsuz uçacağım
elin elime ilk değdiğinde
az sonra ve yorulmaksızın

kürşad bıçkın*
az sonra sen geleceksin,
hiç bir şey olmamış gibi,
az sonra ...
benim azım-çoğum seninkiyle bir mi?
benim azım senin çoğun mu?
senin azın benim acım mı?
benim acım senin azın mı?
bilemedim sevgili,bilemedim..