bugün

Bi çocuk vardı askerde adı cemal, aslen artvinli fakat adanada yaşıyordu, 2 oğlu vardı cemalin, memlekette hamallık yaparak geçiniyordu, bi karısı vardı cemalin 3 yaş büyükmüş ondan, kaçmışlar vakti zamanında ve mutlu mesutlar anlattığı kadarıyla. Cemal, incecik 50 55 kilo bir adam, cemale elverişsiz verecekmiş heyet, komutanların biri itiraz etmiş, gelmiş vesselam. Cemal mutsuz, ne zaman eli ankesörlü telefona gitse hoş beş muhabbet sonra evi soruyor. Evde başkaları var heralde dedim ahaliyi kastediyor. Yok, meğer evin kendisini soruyormuş. Aylardan kasım filan, yağmur yağıyormuş cemalin memlekette, evin çatısına parası yetişmemiş, öyle iş görsün diye bir şeyler örtmüşler üstüne. Meğer bizim cemal duvar ustasıymış bir zamanlar, gençken istanbul'a Ankara'ya gider inşaatta çalışırmış, -yeni iş yok ki abi müteahhitler kapattı dükkanı gitti, alacağımız da içerde kaldı, kriz var memlekette! diyordu, sonradan başladığı hamallığı anlatmadan önce, lafa öyle giriyordu. Bizim cemal sırtında küfe hâlde Allah'ın her günü mal getir mal götür yapa yapa kazandığı parayla bir gecekondu yapmış kendine, 1 de odası var abi çocuklara yaptım dedi. Bi de çatıyı kurarsam döndüğümde o zaman rahatlarım diyordu. Yağmurda su alıyormuş ev, hanım -çocuklar hasta olacak- diyip duruyormuş. Cemalin kazandığı para belli, şafak da karanlık, evdekiler ne halde kim bilir -allaha emanet- diyordu. Oğlum dedim kendime, sağda solda harcadığın paranın daha azı bu adam için çok şey ifade ediyor. Birkaç arkadaş daha buldum biraz para topladık aramızda. cemale gittim, arkadaş dedim bak, burda ne olacağımız belli değil, ben sana sen bana canımız şu namlunun ucuna emanet. Şimdi biz burda bir şekilde yaşarız da, geride kalanlara destek olmak lazım, hiç bişey deme, itiraz da etme, al şu parayı eve gönder eksik gedik varsa karşılasınlar. Sahiden de bişey demedi, hiç bir şey... öyle bir baktı ki ama ben daha mahçup daha temiz iki göz görmedim hayatımda.

Ertesi gün kahvaltıdan sonra yanıma geldi, abi dedi bir şey diyeceğim, o konuyu açma der gibi baktım, abi dedi ben bunu nasıl göndericem bizimkilere? Cemalin banka kartı yok, hesabı yok, eşinin de yok. -anlamam zaten banka işlerinden, korkarim abi- dedi. Halde çalıştığı adama da güvenmem dedi istemedi hesap numarasını.

Komutanın yanına gittim, durumu anlattım, o da sivaslıydı, toprağım. Anladı hal durumu git arabayı getir dedi. Ulan cemal dedim yaşadın. Binbaşından izin almış bizim için ben bir de izmirli atladık gittik merkeze, postaneden adına gönderdi eşinin.

Döndük kışlaya, Cemal telefona sarıldı çevirdi numarayı, abi dedi sen anlat. Yengeye yapacaklarını söyledim selâmet diledik kapattık.

1 ay filan geçti, cemale mektup geldi, içindeki fotoğrafın arkasında da çarpık çurpuk harflerle "sağ olun ağabey" yazıyordu. Çatı yapılmış, yenge hanım çocukları da almış evin önünde fotoğrafını çektirip a4 kağıdına çıkarttırıp göndermiş. Sende kalsın dedi cemal, olur mu oğlum al sende dursun bakar hasret giderirsin dedim, yok yok yok dedi ille de tutuşturdu elime.

Fotoğraf durur hala, evde bir çekmecede. Geçen gün aylar sonra aradı hal hatır sordu bir çocuğu daha olacakmış, ailelerle barışmışlar, kayınpeder sanayide çay ocağında bir iş ayarlayacakmış cemale, biraz da para göndermişler durumları iyileşsin diye. Hesap açtırdın mı cemal dedim, abi beni bulaştırma o işlerle dedi.

Uzun lafın kısası sevgili ululular, aynı topraklarda farklı dünyalar dönüyor insanların hayatında. Farklı mutluluklar, farklı hüzünler, bizimkilerden çok başka umutlar var.

Not: iyi ki bi para verdin reklam yapma diyecekler varsa hiç yazmaya zahmet etmeden başka başlıklara gitsin zira şükretmek için bana sebep olan bu olayı siz de şükredin diye paylaştım sevgiler.
güncel Önemli Başlıklar