bugün

bazı çekemeyenler için islam felsefesidir. onlara şu sureyi okuyun diyorum:

(bkz: kafirun suresi)
dile getirilen ykırı düşüncelere sağdan soldan iftira ve yaftalarla saldırıyorlar. cesaret ister. ötekileştirmeci, "bizden değilsen onlardansın! " diyen cahil zihniyet artık midemi bulandırıyor.
inançlar tarafından tarumar olmuş bertaraf edilmiş neye inanacağını karıştırmış bir insanlık duruyor Dünya’da.Bir çok insan şaşkınlıkla kendilerine ailesi tarafından öğretilmiş bir dinin peşinde sürükleniyorlar.Burada dinleri karşılaştırıp doğru yanlışı bulmaya çalışmayacağız.işimiz dinlerle de değil işimiz insan ile.Özümüzde iyi olan bizler miyiz yoksa görüntülerimiz mi ? iyi gözükmeye çalışan biz miyiz yoksa görüntülerimiz mi ? Görüntülerimiz. Nasıl olmak istiyorsak görüntüde onu veriyoruz arkasından gerçek biz ile tanıştırıyoruz karşımızdakini. O da içimizde.Kişilere bakarak ne olduğumuzun farkına varıyoruz.Onlarda inandığımız ve söylemiş olduğumuz yalanlar, doğrular, duygular, hissiyatlar, fikirler, ideolojiler kısacası size dair her şey var. Tanıyıp ilişkide olduğumuz insanlarda biz varız başkası değil. Klişeleşmiş kelimelerle hayatı anlamsızlaştırıyoruz veya hayata anlam katamıyoruz gibi kelimelerin arkasına sığınıp yayınları bilinen doğrular, kabulü çok olan tarafın fikirlerin altında ezip bitirmek yok…
Zaman öyle de böyle de geçiyor, bitiyor. Zamanın tükenir olduğunun farkına varmamızı sağlayan şey neydi, nasıl oldu da bu zamanlara kadar fark edilmeyeni fark ettik. Daha doğrusu fark ettiğimiz ama unuttuğumuz şeyleri nasıl gündeme getirdik. Ölenler hayatta bir çok cevap aranılan sorunun cevabıdır aslında. Onlara bakmakla bulamayacağımız şeyler ancak yine de bizim bilmediğimiz şeyleri biliyorlar. Belki de onlarda olan cesaret yoktur bizde. O yüzden buradayızdır. Ne olursa olsun ki en tatmin edici cevabı herkes dahil ben de ölünce alacağız. Ölümü düşünerek yaşanılmaz, ancak düşünmeden de yaşanılmaz. Bu derece çelişkili, ters, şahibeli durumdur yaşamak dostlar. Yaşarken ne için yaşadığımızın farkına varmamak kadar kötü ne olabilir dünyada ? Korkusuz kahraman değiliz hiçbirimiz. Korkarız ölümden, can yakan acıları yaşamaktan. Korkuyu daha basite indirgeyip daha küçük şeylerden de korktuğumuzu söyleyebiliriz. Bazen bir küçük örümcekten bile korkarız. Çünkü bizler birer insanız. Belki bundan inanırız sonsuz yaşamın var olduğuna. Zerremizin bile olmadığını düşünmek korkutur bizi. izimiz devam etmelidir dışımızda bir yerde. Ve bu düşünceler ve korkular içinde inanırız. inanmayan insanlarda vardır bunlara rağmen. Bütün bildiklerine rağmen göğüs germiştir hayata. Yaşamına anlam katmaya çabalar, bilgi açı insandır, ne kadar bilgim olursa, ne kadar öğrenirsem o kadar iyi der. Kimisi bu zamanlarda kızlar böylelerini çok fiyakalı buluyor. Toplumda yerim farklı olsun, diye bu yolları tercih eder. Rastlantı sonucu bulup girdiğim sosyal medya sitelerinde bu konular üzerine çok tartışılır. Sonucu bir yere varmayan uzun yazılar, uzun savaşlar verilir, uyku saati gelince bırakıp ertesi gün kalınan yerden devam edilirdi. Dini olan kesim “yanacaksınız” diye imana davet eder, dini inancı olmayan kesim ise “siz kendinizi kandırın o yalanlarla, varsa ben yanarım” diyerek cevap verirdi. Küfürler yapıştırılır, kullanıcı adlarına göre damga yapıştırılırdı. Ateist, yobaz, dinsiz, kafir vs. Saygının tersten nirvana yaptığı zamanları yaşıyorduk demek ki. Kimse kimseye olan saygısını belli etmiyor, saygı için çırpınanlar ise küfür ve damgayı yiyip dışlanıyordu bu zamanlarda…Böyle zamanlarda savunduğum tek görüş; "Kişi kendi fikirlerini geliştirmeye bakmalı. Herkesten bir şey öğrenmeye çalışmalı, kimseyi aşağılamamalı. Her kişiden bir şeyler öğrenmeye çalışmalı." idi.

http://sonsuzsorunlar.blogspot.com.tr

NOT: iyi bir insan olmak için dinlere ihtiyacımız yok !
Aykırı Düşünceler deneme serisinin bu haftaki konusu, kızlar, erkekler ve ilişkiler. bu üç kritik konu çerçevesinde ilişkiler ve cinsleri ele aldık. Takdir size kalmış.

aykırı düşünceler; kızlar, erkekler ve ilişkiler

"Kızlar on liralık taytları ile beş kuruşluk erkekleri peşlerinden koşturuyorlardı ve bundan haz alıyor, birbirleri ile yarışıyorlardı. O taytları üstlerinde kokana kadar giyiyor, erkekleri peşlerine takıyorlardı. Şanslılardı peşlerinden koşan erkekler taytlarının yaydığı kokuyu hissedecek kadar yaklaşamıyorlardı hem beş kuruşluk hem korkaklardı"

"ben ise bu insan fazlalıklarının 'ilişki' adını koyduğu yakınlaşmaya, "cinsel münasebetin, karşılıklı alışverişe dökülmesini sağlayan, kısa süreli ve erkeği maddi olarak zarara uğratacak eylemler bütünü" diyordum.haklı olan bendim, bu yüzden herkes bana haksız olan sensin diyordu."

http://baybalik.blogspot....er-kzlar-erkekler-ve.html
aykırı düşünceler deneme serisinin, sıradaki konusu, aşk ve seks. birbiri ile iç içe ve aynı zaman bir o kadar uzak olan bu iki gerçeğin birbirine olan sınırlarını ve birlikteliklerini sorguladım.

denemeden alıntılar; deneme burada

"seks aşkın bahçesidir, evi gösteren bahçe ise aşkı gösteren sekstir. "

"hani derler ya, erkeğin kalbine giden yol midesinden geçer, diye. evet doğrudur midesinden geçer ama son durak kalp değildir çoğu zaman. romantik bir yemek yapmak istersin sevdiceğine, alışverişe gider, yemek yapar ve masa hazırlarsın, midesinden, kalbine doğru yol almaya başlarsın, hatta mum ışıkları altında kalbine de gidersin ama hala gitmeye devam edersin ta ki son durağa, yatağa varana kadar. erkeğin kalbine giden yol midesinden geçer ama kalbinde değil, yatakta son bulur."

"en büyük pişmanlığı, 18'e girip ilk diye tutturup soluğu genelevlerde alan gençler yaşamıştır. aşksız seks soğuk çaydan başka bir şey değildir."