bugün

en çok ölmek istediğiniz zamanda dahi, pencereden giren böcekten korktuğunuzda, durup düşünün,
çok sevdiğiniz insanı kaybettiğinizde , hıçkırıklarla ağlarken, günlerce ağlarken bir gün tekrar yemek yiyecek olduğunuzu düşünün, acıktığınız için üzülün, yaşamaya mecbur olduğunuza üzülün, onsuz nasıl yaşayacağınızı düşünüp tekrar katıla katıla ağlayın. bu bedensel mekanizmanın ne halde olursanız olun işlediğini düşünün. yemek yerken de, tuvaletteyken de ağladığınızı düşünün. avucunuza düşen gözyaşlarınıza bakın, aynaya baktığınızda gözlerim ağlayınca ne kadar güzelleşiyor, diye düşünüp, tekrar üzülün bu dünyaya.

ne kadar acı çekerseniz çekin, bu bedensel mekanizma işlemeye devam edecek.
ahandana gözümden su çıktı, sulu ağlıyorum lan.

tadına da bakar. ama aslında ağlamayı sulandıran göz değildir. gözün bakış açısıdır.
daha ileri versiyonu düşen gözyaşını mikroskopta incelemektir.
akabinde o damlanın tadına bakılarak sonlanan hadise.