bugün

Avrupa ve Türkiye arasında laiklik anlayışının temellerinde var olan farklılığa hitap eden bir başlıktır .

1- Avrupa aydınlanma devrimini ve ondan önce skolastik düşüncenin olumsuz dayatmalarını bizden çok daha önce görmüş ve bertaraf etmiştir.

2- Avrupa'da din özellikle hristiyanlık anlamında Roma hukuku üzerine kurulmuş ve onu dinsel mitler ile beslenen kilise otoritesine ve elitizmine dönüştürmüştür . Oysa , islam dini cihat anlayışı içerisinde fetih siyaseti güderek yeni bir devlet kurmayı ve bu devleti hilafet kurumu ile yönetmeyi planlamıştır .

3- Avrupa istanbul'un fethiyle aydınlanma çağına ekonomik açıdan başladığı ve 15-16 yüzyıllar arası coğrafi keşifler ile birçok dinsel yanlış paradigmayı yıktığı çok açıktır . Oysa osmanlı devleti bu sıralar imparatorluğun madalyonun öteki yüzü olan yan gelip yatma devrini yaşamaktaydı.

4- Avrupa dinsel bölümmelerden bir ders çıkarıp adam olabildiği halde müslümanlar mezhep ve cemaatler , tarikatlar sayesinde birbirlerine girmişler ve hatta 4 halife döneminde birbirlerini öldürmüşlerdir .

5- Avrupada din ne bir meslek edinme de ne de bir toplumsal sınıfa ait olmada önemli bir unsurdur . Oysa ülkemizde dinsel tercih halen yurttaşların nüfus cüzdanlarında bir etiket olarak ve çeşitli kamusal başvurular da bir yeterlilik olarak algılanmaktadır .

6- Avrupa günümüzde hristiyan şeriatı tehlikesinden uzak , demokratik bir yönelim içerisinde emperyal politikalarını uygulamaktadırlar . Bizler ise tarihten gelen bir kültürel ve dinsel ezikliğin mirasına sahip çıkarak ve bu yobazlığın adına çağdaşlık ve liberalizm diyerek ülke yönetimini orta çağın skolastik hedeflerine terk etmeye hazır gruplara altın tepsilerde sunmaktan vazgeçmemekteyiz .

7- Keşke sadece dinciliği hortlatan politikacılardan müzdarip olsak bir de emperyalistlere ulusal çıkarlarımızı ve topraklarımızı , yerli sermayemizi pazarlayan ahlaksız işbirlikçiler de var . Lanet olsun !