bugün

osmanlı devletinin son zamanlarında ortaya atılan napolyonist ve cumhuriyet döneminin başlangıcında mustafa kemal tarafından ortaya sunulan toplum mühendisliğinin memebağına bakıldığında ortaya atılan modernist yaklaşımlarım marxist ontolojisi gözlerden kaçmaması gereken bir ayrıntıdan çok realitedir. bu bağlamka kemalizm marxizmin bir üst evresi,dir determinist tarihsel yolculuğunda .kemalizm, insanın düşünsel bir etkinliğidir ve yoğun bir biçimde kavramların, nosyonların, olguların, ilkelerin, sezgilerin ve benzerlerinin, bunların aralarındaki ilişkilerin, yeniden gözden geçirilmesinden, tüm ayrıntılarıyla derinlemesine irdeienmesinden, bazen de, yeniden doğru olarak aydınlatılmasından, başka bir şey değildir ki, bu anlamda, burada çözüm önereceğim, epistemolojinin bir paradoksu olan önsöz paradoksu da, günümüzün epistemolojisinin en önemli kavramlarına ışık tutmakta ve bu alanda oluşmakta olan dağarcığın gelişimine katkıda bulunmaktan ziyade epistemik haklilandırma paradoksu olan marxizmin ve ona ilişkin çözüm önerisine geçmeden önceki ortaya çıktığı epistemoloji çerçevesine, açıkçası, epistemik haklılandırma kavramına değinilmesinin amacı da özellikle analitik bilgi kuramcıları tarafından benimsenmiş geleneksel bilgi yaklaşımı, bilgiyi, birarada sağlanması gereken dogmatik dezarformasyonun neo-modern algıdaki çıkarımsal yaptırımlarından ve determinist sürekliliğinden kopan sorunsallardır. kemalizm anarşist öngörünün kapitalist ortamda vüku bulmuş asosyal bir tabakada öngörültülmüş dinamiklerinin psikolojik veryansınlarının arasından sızmış tepkinin apolitik bir çerçevede verimlilik gösterebilme ihtimaline mütavadiyen yaşadığımız coğrafyanın kalıtsal geleneklerinin postmodern ve teolojik geçmişini gözönünde bulundurarak, arkasına aldığı koca bir şark medeniyetinin modernist yenilikçilikle bezeli seküler dünya işleyişinin ''küresel köy'' kavramının alt ve üst dinamiklerinin yardımıyla türk gençlik hareketlerinin tarihi vizyonunun ışığında marxist determinist varoluşçuluğun gölsgesinde bu günlere gelen bu birikim, hiç kuşkusuz bizleri yani halkı faşist bir anlayışa, bir bakış açısına itiyor efendim. bu bağlamda kemalizmin algılanmasındanki anti hümanist ve faşist algı yanıltıcıdır ve gerçeği de yansıtmaz. gerçeklik ise atatürk'ün büyük bir marxist devrimci olduğudur.