bugün

Asıl Dava Türkleri Çağdaş Medeniyete Ulaştırmak.



O, küçük ve büyük rütbeli ordu mensupları arasında fikirlerini açıklamaktan çekinmezdi. Selanik civarında, Topçu 15 inci Alay subaylarının yaptıkları bir atlı tatbikat sonunda, Makedonya nın bir garnizonunda, tertip edilen bir akşam yemeğinde konuşan Kolağası Mustafa Kemalin inkılapçı fikirleri oradakileri çok düşündürmüştü. Bu toplantıda, Arnavutluk ayaklanmasını bastıran Türk ordusunu tebrik eden bir Alman albayına, Mustafa Kemal şunları söylemişti:



- Türk ordusu vatanı dış tecavüz ve istiladan, milleti taassup ve fikir esaretinden kurtardığı gün vazifesini yapmış olacaktır.



Akşamdan ortalık ağarıncaya kadar süren bu karşılıklı tartışma, Mustafa Kemal in fikir üstünlüğü altında geçmişti. Oradakiler onun sözlerinden büyülenmiş gibiydiler. Gecenin sona erip, ortalık ağardığına herkes üzülmüştü. Mustafa Kemal neler söylememişti!



Oradakilerin hepsi, Meşrutiyeti Abdülhamid in kanlı ellerinden kurtarmakla milletin kurtulmuş olduğunu, her işin yoluna girdiğini sanmıştı. Daha yapılacak çok şeyler olduğunu ve düzeltilecek içtimai hastalıklarımızı onun ağzından işitmekle oradakilerin gözleri açılır gibi olmuştu. Mustafa Kemal, anlaşılıyordu ki milletin dertlerini kendine dert edinmişti. O, içini yakan memleket dertlerinin ateşiyle durmadan konuşmuştu. Genç Mustafa Kemal in asıl ıstırabı, Türk milletinin Batı dünyasından çok geri kalmış olmasından ileri geliyordu. Ona göre, asıl dava Türkleri çağdaş medeniyete ulaştırmaktı. Mustafa Kemal, o toplantıdakilerin ne kumandanı, ne de en yaşlısı idi. Sofra sonunda herkeste beliren kanaat şu idi:



Mustafa Kemal millet mukadderatı hakkındaki düşüncelerini, etrafındakilere zorla, rütbe ve mevkiine dayanarak değil, fikir kuvvetiyle kabul ettirebilecek, ileriyi görebilen bir yurtseverdir. Tevfik BIYIKLIOĞLU



Bu incelemenin yazarı asteğmen olarak sofrada bulunmuş ve Mustafa Kemal ile Alman albayının karşılıklı tartışmalarında tercümanlık yapmıştır. TTK yayınları, Ankara 1959