bugün

soyut siirin temsilcisi turk sair.

(bkz: Om Mani Padme Hum)
Onu okuduğumda hatırlıyorum en çok adımı... O her ne kadar kendi adını unuttuğunu söylese de...Mevlana aşığı bir şair
şiirlerinde tasavvufun lezzetini tatmak mümkün...
adımı unuttum

adımı unuttum
adı olmayan yerlerde
ne in
ne cin
ne benî adem

zamanlar içinde
kuşlar uçuyor
kervanlar geçiyor
bir iğne deliğinden

çarşılar kuruluyor
sarayları oyuncak
insanları karınca şehirler
zamanları gördün mü
bir iğne deliğinden

adımı unuttum
adı olmayan yerlerde
geçip gidenlere bakarak
MAGARA

içimdeki magarada
kurumus ölüler yatar
zehirle gülen zümrüt
ve yakut yatak içinde
bir zaman
beni ugurlamaya gelen
haramîler

içimdeki magarada
bir yigin kitap var
bakinca yakindan
tasvirlerin gözleri oynar
ve konusur
hepsinin yüzleri benim yüzüm gibi
ve gözleri benim gözüm gibi

Asaf Halet Çelebi
KADINCIGIM

oyluk kemigimi çikarip
kendime bir kadincik yaptim
ve bir samar vurup
rafa oturttum

ben evden çikinca
kadincigim yemeklerimi pisirdi
söküklerimi dikti
ve aksam olunca
korkusundan
çikip rafa oturdu

geceleri kadincigimin dizlerine korum basimi
ve üç kil koparinca
uyurum

Asaf Halet Çelebi
AYNA

bana aynadan bir suret göründü
benden baskasi
bilmem memleket-i çînden midir
ya mâçînden mi

sordum kimsin diye
bir kahkaha atip
ben çîn padisahinin kizi
çoktandir âsikinim
dedi

dedim çik
o aynadan
hayalimi çalan
hayalim olmazsa olmasin
yalniz
var olduguna inanmak için
ellerim sana dokunsun

bana çîn padisahinin kizi
gelemem
dedi

ancak bir gün
hayalin gibi seni de
bu aynanin içine alip
kaybolacagim

Asaf Halet Çelebi
bir de mara adlı şiiri vardır ki okunasıdır,süperdir..
MÂRA

bilmemek bilmekten iyidir
düsünmeden yasayalim
mâra
günü ve saatleri ne yapacaksin
senelerin bile ehemmiyeti yoktur
seni ne tanidigim günleri hatirlarim
ne seneleri
yalniz seni hatirlarim
ki benim gibi bir insansin

tanimamak tanimaktan iyidir
seni bir kere tanidiktan sonra
yasamak acisini da tanidim
bu aciyi beraber tadalim
mâra

basim omzunda iken sayikladigima bakma
beni istedigin yere götür
ikimiz de ne uykudayiz
ne uyanik

Asaf Halet Çelebi
TRILOBIT

dünyalar ve yildizlar
en küçük sey
acikan dilimi uzatip
hepsini birer birer yaladim
ve yuttum

biraz serinlemis gibiyim

50.000.000 sene evvel
ilik bir denizde bir trilobitken
duydum melâli
zaman nedir unutarak
açip agzimi
bütün denizleri içtim
ve kendim kaybolup
deniz oldum
sonsuz deniz oldum

Asaf Halet Çelebi
SANDUKALAR

sandukalarda can yatiyor
canlar içinde bir can var
canlar içindeki
câaan

sandukalarda yazilar var
kendi kendini okuyor
kendi kendini okuyan
yazilar

sandukalar öd agacindan
misk ile amber kokuyor
cânimda tüten bir koku var
câaan

Asaf Halet Çelebi
INSANLAR

yeryüzünde olmuslar

kafalari kafama benziyor
elleri ayaklari var
benim de var

su istiyorum
su veriyorlar
meramimi anliyorlar
agzimin kimildanisindan
dokununca gövdelerine
kaçmiyorlar

soruyorum kim olduklarini
insaniz
diyorlar

Asaf Halet Çelebi
(bkz: cuneyd)
yasakani nickli yazar tarafindan siirleri sozluge tasinmis olan sairdir...
29 Aralık 1907'de istanbul'da doğdu. 15 Ekim 1958'de yine istanbul'da öldü. Dahiliye Nezareti memurlarından Mehmet Sait Halet Bey'in oğlu. Galatasaray Lisesi'nde 8 yıl eğitim gördü. Kısa bir süre Sanayi-i Nefise Mektebi'nde öğrenim gördü. Adliye Meslek Mektebi'nden mezun oldu. Üsküdar Adliyesi Ceza Mahkemesi zabıt katipliği yaptı. Osmanlı Bankası, Devlet Deniz Yolları işletmesi'nde çalıştı. istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü kitaplığında görevliyken yaşamını yitirdi. Gençlik yıllarında divan edebiyatından etkilendi. Gazeller ve rubailer yazdı. 1937'den sonra serbest ölçü kullanmaya ve Batı şiirinin tekniklerine yönelmeye başladı. Şiirlerinde dinlerden, ideolojilerden, toplumsal olaylardan çok Anadolu-iran-Hindistan çizgisi üzerinde uzanan bir yaşamın görünümlerini sesler aracılığıyla dile getirdi.
önde gelen şiirleri;

ASURi ŞiiRi
ÇiNGENELERiM
GÖZLERiM KiMi GÖRDÜLER
ADIMLAR
MÂRA
KUNÂLA
BiBER
AYNA
ŞAMANDIRA BABA
BEDDUA
KORKUYORUM
türk edebiyat tarihinin tozlu raflarında bekleyen önemli hazinelerden biridir. soyut ve anlaşılması güç şiirler yazdığı için yurdum insanı tarafından anlaşılmamıştır zira kendisi semavi dinlerden, tasavvuftan, islam mistisizminden ve budizmden etkilenmiş ve bunları şiir anlayışı ile eritip bir potada birleştirmiştir. galatasaray lisesi mezunudur ve uzun dönem kütüphanede çalışmıştır. tek kitaba bile fazla gelecek kadar az fakat nitelikli şiirleri vardır. yky yayınları tarafından tüm şiirleri ve makaleleri derlenip yayınlanmıştır.
"her şeyde alay yok mu? kainat bile bizimle alay eder. ben kendi kendimle alay ederim. vakit kalırsa başkalariyle de alay ediyorum. başkası beni ciddiye almyormu. ben onları ciddiye almıyorum ki. dünyada ciddiye alınmayı istemek ayıptır."
ona göre ;'şiirin şiir olabilmesi için ölçü ve kafiyeye gerek yoktur. şiirde musiki yakalandığı zaman şiir olur.'
bu nedenle şiirlerinde ölçü ve kafiye kullanmamıştır.
Osmanlı Bankası, Devlet Deniz Yolları işletmesi nde çalıştı. istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü kitaplığında görevliyken yaşamını yitirdi.
şiirlerinin müzikalitesini kurarken daha çok "a" ünlüsünden yola çıkan, "a" aşığı bir şair.

genç veya yaşlı karşılaştığı herkesle "hanımefendi, beyefendi" diye konuşan bir adam. kıymetinin sonradan anlaşıldığı söylenir. en çok bilinen şiirlerinden biri "adımı unuttum" ismini taşır.
ibrahim

içimdeki putları devir
elindeki baltayla
kırılan putların yerine
yenilerini koyan kim

güneş buzdan evimi yıktı
koca buzlar düştü
putların boyunları kırıldı
ibrahim
güneşi evime sokan kim

asma bahçelerinde dolaşan güzelleri
buhtunnasır put yaptı
ben ki zamansız bahçeleri kucakladım
güzeller bende kaldı
ibrahim
gönlümü put sanıp kıran kim.