bugün

sabah erkendi o uykunun en tatlı en mahmur en güzel yeri linç edilmek üzereydi. bir ses duydum ne olduğunu çıkaramadım en başta kapı mı çalıyordu ne? yoksa rüya mıydı yahu? yaklaşık 6. kapı çalışından sonra sanki gerçekliğini anlamıştım sesin. vik vik vik sesleriyle evin içinde yankılanan kuş sesli zil uykumu bölmek için elinden geleni yapıyordu. zoraki açtım gözlerimi 9. çalışında otomata bastım sanki hafiften küfür mü ettim ne? * o lacivert üniforması ile gelmişti ve dikmişti bana gözlerini iki adet polis. * dedi ki '' günaydın gençler burada arnavut asıllı julien ikamet ediyor mu? '' * şaşkındım ne desem ki diye düşünmüyordum aslında ne sordu acaba diye düşünüyordum hala. o malum polis bakışı bir anda aklımı başıma getirdi ve uyku sersemliği içinde verilmesi en makul cevabı verdim ''cık''. sıradaki cümleyi dalgın gözlerle bekledim. işte gelmişti ''tamam gençler iyi günler''. * ahh ahh memleketimin polisi her şeye de inanır. dürüst polis dürüst vatandaş politikasını bu kadar benimsemiş olmalarına şaşırmıştım işin aslı. ben pankartlar da yazar sanıyordum bu politik slogan meğer polisimizin kafasına işlenmiş. *