bugün

terk edildiğinde yanında, telefonda ya da internette seni hayata bağlayan etkendir.

asla yalnız olmadığını bilirsin.

ailen dışında seni seven birisi vardır ve bu senin dostundur.
üniversiteye yeni başlamış,bir yurda sıkışıp kalmış, ertesi gün gireceğin final sınavını bir kenara atmış, sevgilinden ayrılmışken, ağlayamazken,boğazındaki düğümü çözebilecek bir dosta ihtiyaç duyarken ve anlatmaya susamışken,gözyaşlarını çaktırmadan yutarken, nerde şimdi benim dostlarım diye kendi kendine serzenişlerde bulunurken yanında sessizce oturan kişinin kurduğu cümlelerdir bunlar. moralinin bozuk olduğunu, ders çalışmayacağını,elindeki telefonu bir müddet daha izlemeyi tercih ettiğini söylersin.beni burda beklemene gerek yok sen sınava çalış dersin yalnız kalmak istercesine delice dostlerını beklercesine.ve o da sana peki deyip ayrılır yanından çalışma odasına doğru.derken izlediğin telefonun ekranında bir mesaj belirir.hep beklediğin mesaj geldi diye yüreğin ağzına gelir ama mesaj ayrıldığın sevgilinden değil ihtiyacın olan dosttandır ve der ki 'sen beklerken iyiyi de kötüyü de ben hep yanında otururum, yeter ki ıslak ıslak bakma öyle'.ağzına gelen yüreğin, gözyaşlarınla boğulur ve çalışma odasına koşarsın.sadece sarılırsın daha sıkı sarılırsın.hayatına sorgusuz sualsiz bu arkadaşı katarsın.arkadaş yetmez adını dost koyarsın.yıllar geçer, bu dosttan sana yine bir hüzün kalır.ama sen yalnızca geçmişine sahip çıkarsın.güzeldi dersin ardından.
eskimeyen dostlara...
gerçek olandır.
hep yanınızda olmuş insanların söyledikleri elbette ki sizin için daha önemli olacaktır bundan ziyade alelade bir kişinin aynı cümleleri söylemesi belki sizi zerre etkilemeyecekken arkadaşınızın söyledikleri içinize işler.
"The language of friendship is not words but meanings"*