bugün

içinizde bir tarafın hep eksik kalmasıdır.
babasızlıktan daha fazla koyan, annenin;
-kokusundan,
-sıcaklığından,
-tatlı azarlarından,
-merhametinden,
-yemeklerinden,
-burnunun üzerine indirdiği gözlüğüyle örgü örmesinden,
-her gece üzerinizi örtmesinden,
-korumasından,
-tatlı tatlı pembe dizi izlemesinden,
-sizin için hayatını adamasından,
-size ördüğü kazaklardan, patiklerden,
-size beslenme çantası hazırlamasından,
-babanıza karşı sizi korumasından,
-elinizden tutup parka götürmesinden,
-veli toplantısında sizinle gurur duymasından,
-yılsonu gösterilerinde ayağa kalkıp sizi alkışlamasından,
-mezun olurken döktüğü gözyaşlarından,
-saçınızı okşayıp, sizi sakinleştirmesinden,
-oflaya puflaya odanızı toplamasından,
-o iyilik ve güzellik dolu kalbinden mahrum olmaktır.
kısaca; kanatları koparılmış, yere çakılmış bir kuş olmaktır annesizlik.
3 yasindan 25 yaşına kadar tecrübe ettiğim durum.

25 yaşında insan annesi ile tanışınca içi bir tuaf olmuyor. Birşey hissetmiyor. Bir yabancı gibi, herkes gibi bir kadınla karşılaşıyorsun.

Bakıp bakıp ağlaması sahte geliyor size. Çünkü en zor zamanlarınızda yanınızda değildi. Şimdi olmasi birsey değiştirmemekte.

Duygusal olarak çok zayıf olsanız bile bir yanınız çok güçlü. Yanlız yaşamayı ayağa kalkmayı ogrenmiş, öğrenmek zorunda kalmış biri için anne, sıradan eşarp takmış bir kadından başka birşey degil.

Kırgın veya yorgun değilsindir. sadece hayatında öyle biri olmaması sıradan bir mevzudur. Çok önemli bir olay değildir annenin olmaması. Çünkü annenin ne olduğunu bilmiyorsun.
Allah kimseye yaşatmasın yaşayanlara da allah güç versin ama onlar hep bizimle yanımızda olsa da olmasa da..
insanın kendini hep eksik hissetmesi hali,nereye gitse yakasını bırakmayacak bi yalnızlık durumu...koca kalabalıklar içinde savunmasız, hüzünlü dolaşma sebebi...
11 yaşındayken terketti beni, umurunda mıydım? hayır, tıpkı benim de umurumda olmadığı gibi..

o yaşıma kadar her sabah beni uyandırırdı, kahvaltı mı da hazırlardı ve evden beraber çıkardık.

terkettiği günün ertesi sabahı, bu sefer kendim uyandım ama bu sefer kahvaltı yoktu, ben de yemedim anasını satayım. giydim okul kıyafetlerimi, bu kez ütüsüzlerdi ben yine de giydim amınakoyim.

salon bu kez soğuktu, daha düne kadar sıcakken..

bir anda hüzün bastı feryat eden minicik kalbimi, kalbim artık sanki kan değil gözyaşı pompalamaya başlamıştı.

o an gözümden düştü yaşlar, bilmiyorum tutamadım kendimi.

doğalgaz sobasını açıp ısıttım içeriyi lakin içimi değil. içimi ısıtamadım, içim üşüyor ve titriyordu.

ellerim ise gözyaşlarımı silmekle meşguldü, beynim yarınlarımı düşünüyor, kalbim ise halen gözyaşları pompalıyordu, kirli göz yaşlarını..

o gün büyümüştüm ben, o gün koca bir adam olmuştum sanki, kalbimde yarabantları vardı.

dindirmeye çalışıyordum bu amansız kanamayı.

3ncü ya da 4ncü gündü artık hatırlamıyorum. evdeki dolaplardan birisinde bir fotoğrafına rastladım ve doyasıya ağladım, kalbimdeki yarabantlarını çıkartmış ve artık dindirmeyi de bırakmıştım "al ulan al ne halim varsa" gör dedim.
birkaç ay öncesine kadar bakımını üstlendiğimiz çocuklardan birinin, oğlumu gördüğünde bana sorduğu soru sebebiyle beynime acı bir şimşekle çakmış olan iç eritici durum.

çocuk, oğlumu görünce bana sordu: annesi var mı?
Bu başlığı gördügümde bile ağlamama sebep olan his..Hiç bir zaman tam olamama..

Annem olsa da;
yine kıyafetlerimi giyse..Söz kzmayacagım
Söz eve erken gelecegım hatta istesen hic bır yere de gıtmem anne..
sana hiç bagırmayacagım sen ne dersen o anne ..
Artık yemeklerde sogan da yıyecegım.. tmm mı ugrastırmayacagım seni..

iyi misin orda anne ?
anne yokluğu, çok kötü bir şey. üstün hiç kimse tarafından örtülmüyor. zaman senin için artık durmuş. ilerlemiyor, boğazını bir yılan sarmış, bırakmıyor. yemek masasında bir tabak eksik kalıyor. kokusunu özlüyorsun bazen, ama içinde tutuyorsun. kimseyi üzmek istemiyorsun ama kendin üzülüyorsun.

KiMSE ANNESiZLiĞi HAK ETMiYOR.......
bazen yanınızdadır ama dokunamazsınız yüreğine. giremezsiniz içine. anneciğim, evladım kelimelerini haykırmasını isterken hep ahmet yemek hazır ayşe sofrayı topla der sadece. gözlerine bakmayalı dizlerine yatmayalı saçınız okşanmayalı o kadar olmuştur ki anne olacak yaşa geldiğinizde ona benzemek korkusundan hayal bile edemezsiniz. içinizde patlayan kaç can kırığı vardır onun duası olmadan desteği olmadan yaşanmış. yıllar sonra gözlerine baktığınızda dudaklarınızdan çıkmamış kelimeler yakar canınızı. annem diyememek anneciğim diyememek. biz bu kadar nasıl uzaklaştık derken aslında hiç yakın olmadığınızı farkedersiniz. demem odur ki sevginin ölçütü yaşanmışlıklar ve bağlılıklardan artar - azalır. bazen bir ölüyü yanınızda olmadığı için özlerken bazen bir dirinin saygıdan yanındaa olursunuz.
Annenin var olmama durumu. Eğer anne sonradan kaybedilmişse, "keşke hiç var olmasaydı" dedirtebilecek acılara yol açabilme ihtimali olan durum.
insanın bir yarısının hatta yarısından falasının olmaması durumudur.
yıllar geçse de hala alışılamayan yetimlik.
(bkz: annem sen benim yanıma kalandın)
hayattaki en büyük yokluk.
Başlık altındaki entryleri bile okumaya cesaretimin yetmediği durum. Kimse annesiz büyümesin, kimse annesizliği tatmasın diliyor gönül.