bugün

annem tarafından gölün ortasında terkedildim, hemide küreksiz. annem sağolsun çok şakacıdır.şöyleki;

sıpsıcak bir yaz gününde hemide öğlen vakti tödürge gölünde kendi halimizde yüzerken, ki o zamanlar okula bile gitmiyordum, bir kayık iki kürek annem, arkdaşı ve ben kayıga bindik, biraz gidince şakacı ve hınzır olan annem kürekleri alıp efenim kıyıya doğru yüzmeye basladı ki, hakkaten komikti ben ağlamaya başladım, kıyıda iskeledekiler zaten kopmuşlardı, annem uzaklaştı bayagı, sonra esen rüzgarın da efenim etkisiyle biz gölün tahmini 20mt derinliği olan bölgesnde buldun kendimizi, annem oradan yola koyudu yüzerek elinde kürekler, hayır efenim annemde nefes darlığı var az geliyor, tıkanıyor, filmlerde olur valla doğrudur, kayık su almaya başladı, iskeledekiler panik içinde, annem de gölün ortasına bir yerlerde cırpınmakta.

en heyecanlı yerinde kestim çünkü buraya kadar okumayıp sıkılan varsa onları heyecanlandırmak için cendere müziği koyuyorum.

cendere cendere cendere cendere cendere cendere cen cen cen...

neyse uzatmayayım karşı taraftan bizi gören balıkçılar imdadımıza yetişti bizi bizim kıyaya götürdüler giderken yol üstünden annemi de aldık, bunu yapan annem olmasa kafasına küreklen vurur onu orda bırakırdım valla. tam eşek şakasıydı yani.

evet, böyle bir deneyimin neredeyse tüm orta öğretim hayatı boyunca nasıl faydası oldu bana anlatamam, ister ilkokul ister lise yıllarım olsun, ne zaman hoca "başınızdan geçen ilginç bir olayla ilgili bir kompozisyon yazınız" hatta ben bu entryi girerken bile kompozisyon yazıyor gibi oldum, bu olayı aynı kalıp cümlelerle yazmakla kalmamış, orta okulda yazdığım kompozisyonun aynısını lisede de okumuştum, yani esasında anne yapıyorsa vardır bir bildiği, hem action yaşadık heyecan falan, hemde hayatımın hikaysi oldu iyi mi.
nasıl bir evlat olunduğu sorgulanmalıdır.