bugün

dün çok sevdiğim kızartmayı yaptığında çaktırmadan bir kısmını ayırdın. öyle hayvansı yiyordum ki önce hepsini yemek istedim, sonra aldırmadım. ama yinede bozuldum.

çok uzaklardan geliyordu annem ve babam. yalnızlığıma destek için gelmişlerdi. ev büyük doluşun kalın istediğiniz kadar.. kalıyorlardı. ara sıra kafam kaldırmıyordu hareketlerini. sonra artık yaşlanıyorlar dedim. tepkileri yaşam hızları bana göre değildi artık. yüksek ses, arada kızan tepkiler, herşey e el atmalar vs. vs. kafaları benimle aynı olamazdı. arada koskoca yıllar var..

sayılı gün çabuk geçti. sabah gittiler. hiç aramadılar, biliyorlar çok yoğunum. babam mesaj çekti.

dikkatin dağılmasın oğlum. biz geldik.

göz ucuyla okudum.

eve geldim. buz gibiydi ev. karanlık. tv sesi yok. odalarına baktım. derli toplu. çamaşırlar makinede. ortalıkta tek bir gazete yok. her şey istifli.

mutfak pırıl pırıl. gözlerim doldu. anne iziydi her yer. buzdolabını açtım. dün çaktırmadan ayırdığı kızartma bi kazan karşımda. üstelik domates sosunuda yapmış. sarımsağı bile dozajında.

14 yaşında çıktım yanınızdan. ne ara öğrendin huyumu..

iyice kötü oldum. ulan beni ağlattın derken aradı annem.

oğlum, iğneni attırdın mı ?

dün beşyüz kere sordu ve beşyüz kere unutmam dedim. unutmadım. attırdım.

ağlıyordum. yazık iyica hasta zannetti. diyemedim sana ağlıyorum diye.

sessizce gelip sessizce gittiler.

ailenize sahip çıkın.

not : anne babası olmayan kardeşlerimden özür dilerim.