bugün

Paşalının ortalığı kasıp kavurduğu vadidir.

önce bunu açın...sonra okuyun!

http://www.youtube.com/watch?v=hEjbiH-mrj8

--ampül vadisi--
paşalı: selamun aleyküm

obama: aleyküm selam hoşgeldin kardeş. abinden bi haber mi getirdin? *

Büyük lider oval ofisi alaycı bakışlarla süzdü. içeride cia başkanı john da vardı... paşalı elini tespihine attı, john tedirgin olmuştu. Paşalının silahına davrandığını sandı... Paşalı gülümsedi ve tespihini yuvarlamaya başladı. içeride adı bilinmeyen cia ajanlarına, diğer devlet görevlilerine sertçe baktı.

paşalı: abim ana bir baba bir öz abim! onun koltuğu benim koltuğum, sözüm onun sözüdür böyle bilinsin.

dedi...

Oval ofis buz kesti...

ingiltere başbakanı kraliçenin adamı David Cameron söze girdi...

David: bu işlerin eski tadı kalmadı, ortadoğu da yaşanan olaylardan eskisi kadar haz alamıyorum...

Paşalı: yapamıyorsun bırak kardeşim! 3 tane öso'lu teröriste hükmedemiyorsan git emekli kuyruğuna gir... biz bölgenin hakimiyiz, halk bizi seviyor

Fransız başbakan söze girdi...

Jean-Marc Ayrault: hiçbir şey eskisi gibi değil. sen olayı çarptırıyorsun. hep kendine yontuyorsun davos çıkışın ile atarlandın olmadı! David kardeş haklı, piyasada silah satış rakamımız düştü. Sen satıyorsun silahları...

Paşalı sinirlendi ama kendine hakimdi...

Paşalı: Obama Abiniz halleder bu işleri... bizim kimseyle bir derdimiz yok.

Obama: Herkes şekil derdinde Paşalı! sen istediğini alıyorsun ama bizim payımız ne olacak?

Hollanda Başbakanı Mark Rutte kralından aldığı talimatlar doğrultusunda konuşmak istiyordu. Kral adına konuşacağı için sert bir tonlama ile lafa girmek istedi...

Mark: Benim sözüm kesilirse bir daha konuş....

Paşalı: ya seni dinleyen kim amk sen bi otur yerine git kralına selam söyle alırım aklını!

Obama: aynen Paşalı seni dinliyoruz bu dalyarak konuşmasın. sen sus amk kral soytarısı.

Paşalı: Söylediğim gibi bizim bir derdimiz yok. olursa kendimiz çözeriz! ha bizden bir derman dileyen varsa adres beyaz saray değildir! Angaradır bunu demeye geldim! *

Obama: bunlar abinin lafımıdır senin lafın mıdır?

paşalı etrafa baktı yine gülümsedi...önce arkasına doğru yaslandı sonra masaya eğildi herkese dik-dik bakıyordu. tespihini hızlı hızlı çekiyordu.

Paşalı: Tek kaldın diye saymayı mı unuttun barak? Şeyhim bir ben bir! hepiniz bir, biz bir!

Obama sinirlerine hakim olmakta zorlanıyordu cia başkanı john ile göz göze geldiler...

Obama: Sen buraya saygısızlık yapmaya gelmişsin. Hiçbir saygısızlık cezasız kalmaz. Bu saatten sonra sana, senden kaç tane varsa, hepinize ortadoğu da başı buyruk hareket etmek yok!!! Ya bizim şartlarımıza uyarsınız, Özür dileyip biat edersiniz, yada defolup gidersiniz!

Paşalı dişlerini sıktı... David hemen sağında oturuyordu. Göz göze geldiler. Güldü ve gülerek konuşmaya başladı.

Paşalı: Şartlarınız neymiş? xD Xd...

Obama başını sallayarak sen görürsün şimdi demeye başladı... John'un gözlerinin derinliklerine baktı... Başından beri her konuşmayı sessizce dinleyen teksaslı john konuşmaya başladı. Tüm odaya hitap ediyordu...

John: Bundan böyle ortadoğu da maddi çıkar sağlayan satışların denetimi bizim onayımızla yapılacak. Bilinen cia ajanlarının dışında kimse hatay-antep-urfa çevresinde dolaşamayacak! Yapılacak her iş abd den izin alınarak yapılacak.

john bunları söylerken birden paşalıya kitlendi. Birbirlerine hunharca bakıyorlardı... O sırada orada yalnız olsalar... John devam etti.

: her şeyden evvel abin her ay gelip obama nın elini öpecek. kesilen cezayı kabul edecek!

Paşalı yine alaycı tavırlarla gülümsedi ve

"Sen kimsin lan racon kesiyorsun" dedi..

Odada buz gibi bir hava esti... içeride çıt çıkmıyordu. sıkılan dişlerin gıcırtı sesi ile sıkılan yumrukların gölgesi adeta dans ediyordu. Hollanda başbakanı masanın altına doğru hamle yaptı, fransız yine kaypaklığının esiri olmuş Paşalının atarlı tavırlarına hayran kalmıştı. içinden "karagümrük çocuğuyuz" demek geçti ama aslen Sedanlı bir ibne olduğu için çıtını çıkaramadı.

John ayağa kalktı... herkes ona bakıyordu. Paşalı sakindi.

John: Racon kesmiyorum!!!!!!!!!!!!!! Kafa kesiyorum!!!!!!!!! burasııııııı ovalllll ofissssss huaaa

deyü haykırdı...

paşalıdan sadece "ıahhııhh" sesleri geliyor, sıcak kan oval ofisi ısıtıyordu! herkes şoktaydı "hepsi iyi marka fabrikadan halka şok" diye mırıldanmaya başladılar... Paşalı son bir hamleyle eşlik etti bu son sözleri olmuştu.

John iyice tribe girmişti...

"Barrack Obama dünyanın sefiridir biat edin" diye bağırdı... Başta yavşak fransız gitti öptü elini tiyniyetini siktiğim köpeği, sonra atarlı hollandalı ayaklarına kapandı. ingiltere zaten perde arkasındaki gerçek kraldı!

Hesap soracağız elbet. Ben Cerrahpaşlı...

Ajan john'un kafasını kestiği paşalının dublörü maşalıydı...

--ampül vadisi--
ülkemizin en nadide vadisidir. Delikanlılar cirit atar, bu vadide açılmış hiç bir defter, yazılmadan kapanmaz!

--ampül vadisi--
Ajan john'un kafasını kestiği paşalının dublörü maşalıydı... Haber angaraya tez ulaştı şeytan değil, şeytanın ikizi öldürülmüştü paşalı ertesi gün çok kısa bir basın toplantısı düzenledi. Özetle: "ibne basın bunu da yazın!" diye kestirip attı. Kimse yazamadı tabi...

Orta-doğu iyice kızışıyor müttefiklere gider yapan Paşalı köşeye sıkışıyordu. Bir gece tepesi attı, geçen hafta ülkesini kana bulayan adamla yüzleşmek için tek tabanca çıktı yola. Yanında bir tek Ağlak giderci Bilo vardı. Eski adamlarındandı, şüphesiz ondan başkasına güvenemezdi. Tek başlarına Ankara'dan kazdıkları tünel yoluyla suriye sınırını sessizce geçtiler... * Esad'ın 3 evi vardı nerede kaldığı belli değildi. Bilo çantasından selpak marka gps'ini çıkardı. Selpak ona özel üretmişti bu yer belirleme cihazını. Ağladığında yere damlayan göz yaşları bu gps de birikiyor ve ona her yerde abdest alma imkanı sağlıyordu. Daha önce yani esad ile kardeş oldukları vakit bir misafirlikte gizlice esad'ın ciğerine yerleştirdikleri böcek ile yer tespiti yapılacaktı. Teknolojiden habersiz olan giderli paşalı, bilo'nun bu teknolojik çıkışlarına hasta oluyordu...

+ sağlam adamsın bilo seni bu yüzden seviyorum. sadece ağlamıyorsun...

- ne sandın ühüühü, selpak üretti bunu ühühühüü... boşuna ağlamıyorum ühühüh...

deyü cihazın özelliklerini sıralıyordu... paşalı siklemedi pek.

+ kapa çeneni bana esed zalimini bul...

- üç evi var üühüühü, hangisinde buluruz şimdi paşalı ühühühü.

Esad Şam'daki evindeydi... nede olsa zalim esed şam şeytanı esed'di... hesabını verecekti. Kimse gücümüzü sınamaya kalkmayacaktı!... hata etmişti münafık.

Paşalı ve Bilo'nun karnı acıkmıştı Şam sınırlarına yeni ulaşmışlardı. Bir kahve gördüler...

Bilo: Hey teens...ühühühü

Paşalı: Shit bilo, native language, you stupid!

Bilo: I'm sorry, man... Selamunaleyküm genşler..

Paşalı: Slmn alykm güzel kardeşlerim.

kahve: Aleykümsalam... Aleykümsalam...aleykümsalam!

Kahve sahibi hamdullah, ocakçı Kaynurullah ve kahve ahalisi selamlarını aldıkları bu iki yiğide dikkat kestiler. Sanki onları bir yerlerden tanıyorlardı. Ancak komando kamuflajı azda olsa onları gizliyordu. Paşalı ve bilo içerideki el-muhaberat ajanlarını tanıyor ancak çaktırmıyorlar, onlara bunu hissettirmiyor gayet sakin davranıyorlardı. Kahve sahibi Hamdullah'ın el-muhaberat'ın en gaddar ajanlarından biri olduğu zaten sağlam istihbarattı.

Paşalı: iki tost iki ayran!

Hamdullah birden uyandı... Adeta irkildi... Kahvede Paşalının ayran tonlaması yankılanıyordu adeta. Ayran neydi? Kim içerdi ayranı? Ayran kimin milli içkisiydi?

Hamdullah masaya doğru yaklaştı, tüm kahve ayaklanmış Paşalı ve Bilo'nun masasının etrafında toplanmıştı.

Hamdullah: Paşalı sen bize piyangodan mı çıktın?

Paşalı: Belki piyangodan çıktım ajan hamdullah.. iki ayran için marka mı çekicez silah mı çekicez?

Hamdullahın arkasındaki el-muhabaratın zalim ajanları ellerindeki kamaları sallıyor, paşalı ve bilo'nun gözlerinin içine bakıyordu.

Hamdullah: Namımız sana kadar gelmişse, bizim kahvede ayran değil insan kanı içilir bilmez misin?

Paşalı: ben bütün suriye'yi hatta orta-doğuyu bilirim.

Misal Abdullah dayı yaz kış bu kahveden çıkmaz. Çıkıp ne yapsın amk bizim öso'lulara yem mi olsun? ahahah... Yengeyi geçen sene defnetti, çocukları da hayırsız çıktı.

Paşalı kahvedeki herkesin adını tek tek saymaya başladı. Belli'ki istihbaratı sağlamdı. EL-Muhabarat'ın ajanları, bakkal, manav, pompacı, lokmacı! o sırada kahvede kim varsa adını biliyordu paşalı.

Sıra Ebu-Hussein'e geldi,

Paşalı: Hussein senin oğlanın 3 zayıfı varmış ahaha xD aptal mı lan senin çocuk ahahah...

Hussein silahını çekti, Paşalı sakindi gülümsüyordu...

Hussein: Esed bilmez lan benim çocuğumun zayıfını...

Neyse'ki tecrübeli hamdullah araya girdi. Hussein'in zaten sıkmaya yüreği yoktu. Amk kolpası. Yermi paşalı!

Başından beri susan bilo bir türkü patlattı... Yine sebepsizce hıçkırıklara boğulmuştu.

--spoiler--
Gecmem muhannet köprüsünden su aparsa beni,
yatmam çakal yuvasında arslanlar yese beni.
--spoiler--

deyü yankılandı kahve.

Hamdullah: Bu ne diyo amk sümüklüsü. Hep ağlıyor bu lan tv de görüyoruz. pu sıfatına senin... Bak paşalı anladık hasımlarını iyi bellemişsin, ölüme gidenlerin son muradı sorulur. Muradın nedir?

Paşalı uzun uzun keskin gözleri ile baktı etrafa ve Bilo yine ağlıyordu selpak sponsorluğunda.

Paşalı: Bizim bir adımız var Ezanla okundu Selayla silinir biz iki günlük adamlara isim sildirmeyiz. Orta-doğu payitaht, padişah ise benim. Bazı başıbozuk esadistler, padişahı istemezük diye bağırıp kazan kaldırmaya çalışıyor. Bizde büyüklüğümüzü göstermeye geldik. Suriye'den bir ağa çıkıp biz bop eşbaşkanını tanımıyoruz diyor... Kazanı değil başını kaldırıyor!!! Şimdi siz söyleyin, padişaha baş kaldıranın başı ne olur?

Hamdullah: Hanginiz padişahsınız? Obama ise buyursun gelsin... Sen niye artistlik yapıyorsun! Pensilvanyadaki gelsin o yapsın artistliğini sen kimsin...

Hussein ibnesi yine atarlandı...

Hussein: Hamdullah abi daha niye konuşturuyoruz bunları! Esad'a düşman olanın, suriye halkının kanını dökenlerin kanı bize helaldir!

deyü ortalığı kızıştırmaya, kolpa yapmaya devam etti. Yer mi paşalı... anca bilo'yu korkutur amk kolpası.

Tüm kahve bağırmaya başladı Paşalının kanı helaldir-helaldir-helaldir!!!

Bilo içinden mırıldandı... *
Paşalı kardeşçe konuşmaya, abi gibi nasihat vermeye, padişah gibi ferman yazmaya başlamıştı...

Paşalı: Bu kan dökmenin sonu yok! Bir sizden, bir bizden, bir sizden bir bizden... Bir esadçı, bir öso'cu, bir esadçı bir öso'cu... Kiminin kanı helal, kiminin kanı haram. Ben kan akıtmaya değil, kanı durdurmaya geldim. Ben bunun için bop'çuyum.

içlerinden biri elindeki piçakla atıldı paşalının üzerine "sen ne diyon hııammınaa heee sen ne diyonnn haa tipimde ne var lan heaa" diye çıldırmışçasına piçağını gösteriyordu. Bilo onu sakinleştirmeye çalıştı "din kardeşim, güzel kardeşim, gerek yok böyle şeylere, bismillahirahmanirahim, oku yavrum allahın adı ile oku" diye yine edebiyata başlamış göz yaşları sel olup akmıştı.

Paşalı'da geri vites yoktu. Cebinden el bombasını çıkardı. Ortam iyice gerilmiş Bilo'nun din edebiyatı işe yaramamıştı. Paşalı pimi çekti... Mandalı sıkıca tutuyordu. Tüm kahve havaya uçabilir, ülkesi için, o rüyaların cenneti abd için şehit olabilirdi. Olsun düşmanda ölecekti, giderin sonu yoktu!

Bilo sesi titreyerek sordu...

- Abi şimdi ne yapacağız!

+ Sonunu düşünen kahraman olamaz bilo...Su akar yatağını bulur, Suçluluğu ispatlanana kadar herkes masumdur!

Paşalı gerçek paşalı olduğunu sözleriyle kanıtlıyordu. Atarı fenaydı...

Ortada pimi çekilmiş bir bomba var! Elimi mandaldan çekersem 3-5 saniyede hepimiz havaya uçarız. beni öldürebilirsiniz ama bende burada kim varsa 7 sülalesini öldürebilirim. Kaybedecek hiçbir şeyim yok. Kaybedeceği olanlar düşünsün.

Bilo arabayı hazırla gidiyoruz.

ağlak bilo, paşalının atarı ile gaza gelmiş iki çift söz söylemek istemişti. Hıçkırıklarını tutarak sert olmaya çalıştı.

Bilo: Ayranı susurlukta içeriz, tostu ayvalıkta yeriz! Paşalıyız ulan biz...ühühüü... *
Paşalı elindeki bomba ile bilo'nun hemen arkasından ayağa kalktı. Yavaş adımlarla yürüdü kahvenin ortasında duran sobaya doğru yaklaştı ve konuşmaya başladı.

+ Bizim Suriye halkı ile bir meselemiz yok! Ama esad bizim elimizi öpmedikçe bu ülkeyi bop'çulara teslim etmedikçe, ayağımıza dolanmaya devam ederse! işte o zaman daha çok kan akacak... ÖSO ciğerlerinizi yiyecek!

Hamdullah: Delikanlı adamsın ama ÖSO yu üstümüze siz saldınız.

Paşalı: Biz kanla beslenmeyiz. Anaları ağlatmayız. Sülük değiliz... itaatsizliğin raconunu biz koymadık ama biz uygularız. Esad'a böyle iletin...

Bu mühür gibi sözlerden sonra bombayı sobanın içerisine bıraktı. Herkes dışarı çıkmak için camlardan, pencerelerden atlamaya başladı. Paşalı holivud yıldızları edasıyla ağır adımlarla bilo'nun çalışır durumda beklettiği arabasına yürüdü.

Bir sigara yaktı... Bilo direksiyonda kendisi arkadaydı.

bilo: abi patlamadı?

paşalı: ne o bilo gündüz gözü Şam'da kahve mi havaya uçurucaz. xd xd... yamyam mıyız la bizzz ahahah. Paşalıyız olm şeklimiz yeter ahaha...

bilo: ühühühü , üühüühhü, ühühühü...

paşalı: bi gül amk ya bi gül. iyi ki öğrendin şu ağlayana meme edebiyatını hay amk ya... neyse bakkala uğra ayran al. yolumuz uzun. gazeteye sarsınlar ayranı.

esad'a ulaşmak bir başka güne kaldı.
--ampül vadisi--