bugün

Durup durup takılan sorudur. Bir insan insan olduğu için kendine erdemli bir kişilik yakıştırdığı için mi iyilik yapar yoksa ehli kitap bir dinden olması vesilesiyle cennete gitmek allah rızası kazanmak için mi ?
Evet içinizdeki babayiğitlik duygusuyla cenneti bir köşeye elinizin tersiyle itip erdemli bir insan dediğinizi duyar gibiyim. Ama bu düşüncede erdemli olmak yada olmamak bir seçimdir ve aynı mantıkla izah edilen toplum incelemelerinde birbirinden bir farkı yoktur yani çocuk tacizciside erdemli insan kadar normaldir. Bu bir seçim %50 %50 var yada yok.
Şimdi gelelim allah rızasına. Bu durumu sorduğum bir rahip der ki sen Allah'a borçlusun günahkarsın evlat. La zaten beni o yaratmadı mı niye borçlu olayım!..
Sonra aynı soruyu sorduğum yahudi derki Allah herşeyi zaten bizim için yarattı eğer yahudi değilsen insan da değilsin. Seninde amk...
Gelelim bizim müslümana onu aramaya gerek yok evdekine sorarsınız cevap iki ucu boklu değnek; eğer müslüman değilsen ne yaparsan yap haybeye e o zaman kötü olalım hepten o zamanda harlayıcı yakıcı ateş bizi bekliyormuş o zaman müslüman olak şimdide tekrar başa döndük neden sadece erdemli bir insan olduğumuz için iyi olmuyoruz.
tüm iyilikler vahiyden neş'et etmiştir. ilk insan, vahiyle muhatap olması sebebiyle aynı zamanda ilk peygamberdir. dolayısıyla insan hem erdemli olmanın tüm şartlarını ihtiva eden islamiyeti kabul etmeye meyilli şekilde kodlanmışken aynı zamanda yeryüzündeki ilk gününden beri ilahi emirle sapmalara karşı uyarılmıştır. insan, önce cennet isteği ve cehennem korkusuyla ibadet edebilir. ancak belli bir manevi terbiye ile eğer kendi vicdani kodları da nefs eğitimine uygunsa bir zaman sonra sadece allah rızası için ibadet ve iyiliğie başlar. o zaman allah onun gören gözü, işiten kulağı olur. allah'ın ahlakıyla ahlaklanır. başkalarını kendine tercih eder. işte erdem budur.
erdemli bir insan olmak için tabi ki. lakin erdem deyince de aklıma hemen menon diyaloğu gelir.
erdem nedir menon?
allah rızası için kurban kesip fakirlere dağıtan, sadaka, fitre, zekat altında bağışta bulunan insanların eğer;
" böyle bir rıza anlayışı olmasaydı acaba, ellerini cebine bile atmaz mıydı? "
diye çok kez düşündüğüm sorgulamalardan sadece bir tanesi.
nasılsa bir gün karşılığını fazlasıyla alacağız, " kaz gelen yerden tavuk esirgenmez" anlayışında menfaate dayalı yapılan bir iyilik beni her zaman rahatsız etmiştir.