bugün

pişman olacağımı bilsem, yapmazdım.

samimi itiraflar aracılığıyla insanların duygularıyla oynayan, temiz yüzlü, içi kötü, duyfusal ibnelerden olmadım hiç. duygusal itiraflar yapıp, herkesin görebileceği bir yerlerde, ilgi bekleyerek ağlamadım. ağladığım oldu, olmadı diyemem. ama ben, kendimle baş başa kaldığım zamanlarda ağlamayı tercih ettim. ve kendim için ağladım. ne olursa olsun, kendime yaptıklarımdan sorumluydum sadece.

ruhumun hafifliğini hissedebiliyorum. bedenim, ağırlığıyla beni öldürse de, ruhum bomboş. hiçbir şey hissetmiyorum. duygularım yok sanki. ve ilk defa, bu kadar hafifim. görmezden gelinemeyecek kadar büyük bir hafiflik hissi. bunu yapmaya ihtiyacım vardı diyemem ama pişman olmadığımı kabul etmeye ihtiyacım vardı.

kolay oldu. bir kez bile aklıma gelmedi inan. varlığı, hayatımdaki sorumluluk yükleyen varlığı aklıma bile gelmedi. her şey bittikten sonra, güzel kokan bir boyuna son öpücüğü kondurup ardımdan kitlenen kapıdan çıktıktan sonra, aklıma geldiğinde içimi acıttı dersem yalan söylemiş olurum. ve madem en hakiki itirafımı yapıyorum burada, söylemeyeceğim öyleyse. üzüldüm, demeyeceğim.

kötü. gerçekten kötü. dayanılamayacak kadar. neden hissetmedim bir şey? bilmiyorum. yaptığım şeyin iğrençliğinin farkındaydım. kendimi iğrenç hissetmem gerektiğinin, karaktersiz oluşuma üzülmemin icap ettiğinin farkındaydım. ama bir şekilde, bir şeyler ters gitti, taşlar yerine oturmadı, ben pişman olmadım. ve pişman olmadığım için pişman oldum sonunda. bu kadar kolay kötü olabildiğim için kendime kızdım. ama sonunda, bunun da insana özgü olduğunu düşününce geçiyor bazen.

söylemedim. itiraf etmedim. buna yüzüm yoktu diyemem, karşısına çıkıp, gözlerine bakıp ne halt yediğimi anlatabilirdim. ama yapmadım. çıkarlarımı düşünüp sustum. daha da küçüldüm. küçülmek de insana özgüydü. bu şekilde sıyrılabilir mi insan günahlarından?
günahlarımdan kaçmadım ben. olduğu gibi kabul ettim. olduğu için kabul ettim. ve şimdi, açık yüreklilikle söyleyebilirim. pişman değilim.

insanın ne kadar kötüye gidebileceğini kendimle öğreniyorum. kendimle şaşırıyorum ve kendimle nefret ediyorum insanlardan.
kendime hakaret edip kendimi hırpalıyorum. zarar verebileceğim yegane insan kendimim. ve kendime verdiğim zarardan dolayı pişman değilim.