bugün
- kadıköy de pidecide yediğimiz efsane kazik16
- sözlüğün en iyi iki kadın yazarı26
- içinde hiç'a harfi geçmeyen bir cümle yazınü10
- türk polisinin güzel kızlara karşı olan nezaketi14
- anın görüntüsü10
- yazarlar neden bu nickleri kullanıyor10
- sözlüğün en yaşlı yazarları8
- küçük memeli kadınlar9
- arkadaşlar bik bik geldi12
- heykel sanatını putla bağdaştıran yobaz14
- icardi190522
- jose mourinho36
- magicovento10
- sözlükteki tipleri çok takmamak lazım10
- içine şeytan girse ne yaparsın14
- biz bu hayata çalışmaya mı geldik8
- uludağ sözlük'ün en çekici erkeği kim12
- insanoğlunu yerleşik hayata geçiren neydi14
- eşcinsellere hasta diyen hastalıklı insanlar21
- yazarların sevdiği şehirlerarası yollar8
- kemalistlerin insanları atatürk ten soğutması17
- albay kemal15
- istan ekini türkçeden kaldırmak8
- 3 haziran 2024 hakkari'ye kayyum atanması16
- sözlükçü kemalistlerin mide bulandırması9
- hadise'nin parasız erkeklere tepkisi40
- yazdan nefret etmek10
- sokak ortasında ilişkiye giren muhafazakar çift14
- a haber için 3 kelime yakıştır9
- güçlü kadınların ortak özellikleri14
- türklere peygamber gönderilmemiş olması9
- sözlükte artık yazılamayacağı gerçeği8
- erkeklerin meme tercihi11
- osman gökçek8
- zalbert ramstein16
- üstteki yazarın sevdiği iki şey8
- mfö'nün en güzel şarkısı14
- kadınları öldüren bir virüs yaratıp dünyaya salmak20
- hazır olun yeni pandemi geliyor13
- 8 bin lira maaş teklif edilen öğretmen13
- evliliklerin çoğunun para yüzünden bitmesi10
- kaç tane gerçek istanbullu tanıdınız14
- diyanetin bütçesi emekliye dağıtılsın13
- iki çift bir masada nasıl oturmalıdır8
- gizli samyel ile evlenmek12
- türkiye cidden almanyadan daha iyi16
- yahudileşmiş türk13
- erdoğan yargılanınca akplilerin savunmaları13
- dünyanın patlama ile oluştuğuna inanmak22
- fethullah gülen öldü mü sorunsalı15
kimsenin dile getirmeye cesaret edemediği gerçektir lakin herşey ortadadır.
Su götürmez gerçektir. Yine yakıp yıkmayasınız ortalığı.
Su götürmez gerçektir. Yine yakıp yıkmayasınız ortalığı.
az çok herkesin tahmin ettiği gerçektir. insan bir kere bile düşününce ak parti diyor tabi ki.
Realist bir yaklaşımdır. Tek tesellisi eski attığım astık, kestiğim kestik gücünden çok uzak olacağıdır.
7 haziran gecesi tekrar gündeme getirilmesi gereken başlıktır.
bu gerçeğe ister istemez inanıyorum ve bu gerçekten sonra aklıma şu mal soru geliyor; hadi chp mhp falan tamam da, bu ufak partiler neyin çabası içinder yahu? gerçekten iktidar olabileceklerine inanıyorlar mı?
kazanmaktan ne anladığına göre değişen gerçektir.
akp'nin 1. parti çıkacağı aşikardır, ancak oyların %48'den %38'e düşmesi ne derece kazanç olarak değerlendirilebilir?
bu durumda akp (rte) çok istediği başkanlık sistemine geçişi rafa kalkacak, tek başına iktidar olamayacak. bunun neresi kazanç?
akp'nin 1. parti çıkacağı aşikardır, ancak oyların %48'den %38'e düşmesi ne derece kazanç olarak değerlendirilebilir?
bu durumda akp (rte) çok istediği başkanlık sistemine geçişi rafa kalkacak, tek başına iktidar olamayacak. bunun neresi kazanç?
herhangi bir olumsuzluk olmadığı sürece kazanması kaçınılmazdır.
kazanmak ? kolu kanadı kırılmış, güç ve moral kaybetmiş ve hdp^den bir darbe yemiş bir akp fikri daha bir gerçek görünüyor. anketleri izlemeye devam.
sadece, 8 milyon üyesi olan bi partiden bahsediyoruz yani öyle veya böyle ait olduğu oluşumun başarısı için didinen milyonlarca insana sahip bir partinin bir organizasyonun başarılı olması pek de sürpriz olmasa gerek.
not: chp nin 1 milyon dp nin 800 bin mhpnin ise 400 bin civarindadir.
not: chp nin 1 milyon dp nin 800 bin mhpnin ise 400 bin civarindadir.
AK Parti'nin Seçimi Kazanma ihtimali Ve Sonuçları // Muaz Kalaycı
Türkiye yine seçime gidiyor. Kimse iddiaya girmesin, büyük konuşmasın, anket üfürmesin, çarpık hesaplar yapıp kendini rezil etmesin. AK Parti'nin yeniden tek başına iktidara geleceği kabak gibi ortada.
Solcusunun, ulusalcısının, ülkücüsünün, kürdünün 13 senedir yaşadığı yenilgi duygusunu bir kaç seçimdir başka gruplar da yaşıyor ve bu durumdan çok mutsuzlar. Ama mutsuzlukları umutlarını azaltmıyor.
Aslında kimsenin umudu hiç azalmadı. Her seçimde zafer vaat eden liderlerin peşine her zaman birkaç milyon vatandaş düşüyor. Ama ortaya somut vaatler koyamayan hayalbaz ve yalancı siyasetçiler bundan seneler önce bu şanslarını kaybettiler.
Bu işi en son Cem Uzan becerdi. Sıfırdan aldığı bir işi yüzde 7,25'e getirdi. Onun da akıbeti malum.
iktidara gelmenin de bir bedeli var tabi. AK Parti vatandaşa beklediği şeyleri kısa sürede verdi. Ama ilk etapta doğru olan; vatandaşın beklediği ucuz şeyleri vermek değil, beklemeyi düşünmediği hayati şeylerin onlara verilmesiydi. En doğrusu her ikisinin de verilebilmesi ama o Türkiye şimdiye kadar hiç görülmedi.
Mesela istismara açık hizmetler insanları tembelleştirdi. Bazı bölgelerde SSK'lı işçi bulmak neredeyse imkansız. Gençler yatıyor. Çocuk parasıydı, yaşlı bakım parasıydı, tarla parasıydı bunlar daha karlı geliyor. Bir de yaşlı veya engelli imkanı istismarından araba alındı mı değmeyin keyiflerine... Yemeydi, içmeydi, ısınmaydı bu yardımları saymıyorum bile...
Bazı geleneklerimizden, örf ve adetlerimizden, değerlerimizden uzaklaştık. Aynı kıbleye döndüğümüz, aynı sofralarda yemek yediğimiz yıllanmış dostlukları ve kıymetli evlilikleri birilerinin satranç oyunlarına kurban verdik. Vermeye de devam ediyoruz.
Parti desteğini futbol taraftarlığına çevirdik. Birileri işin kaymağını yiyip, bolluk denizinde yüzerken banka hesaplarına yatan üç beş kuruşa tamah edip memleketi feda ettik.
AK Parti yine kazanacak. Yine tek başına iktidar olacak. Yardımlar akmaya devam edecek. Devleti söğüşleyen küçük mihraplar, üç beş kuruşun hesabını yaparak ev araba sahibi olurken, birbirlerini kardeş bilenler birbirlerinin yüzünü bile görmeye tahammül edemeyecek.
Ülkenin yarısı bu Türkiye'de çok mutlu. Diğer yarısı da çok mutsuz. Mutluluğun da haklı sebepleri var, mutsuzluğun da... Ama mutsuz olanlar da, en az mutlu olanlar kadar bu hakkı hak ediyor.
Ancak karşılarında kendilerini temsil eden bir Cumhurbaşkanı bile bulamayanların bu durumu devam edecek gibi görünüyor.
http://www.haberaktuel.co...-kalayci-yazisi-2175.html
Türkiye yine seçime gidiyor. Kimse iddiaya girmesin, büyük konuşmasın, anket üfürmesin, çarpık hesaplar yapıp kendini rezil etmesin. AK Parti'nin yeniden tek başına iktidara geleceği kabak gibi ortada.
Solcusunun, ulusalcısının, ülkücüsünün, kürdünün 13 senedir yaşadığı yenilgi duygusunu bir kaç seçimdir başka gruplar da yaşıyor ve bu durumdan çok mutsuzlar. Ama mutsuzlukları umutlarını azaltmıyor.
Aslında kimsenin umudu hiç azalmadı. Her seçimde zafer vaat eden liderlerin peşine her zaman birkaç milyon vatandaş düşüyor. Ama ortaya somut vaatler koyamayan hayalbaz ve yalancı siyasetçiler bundan seneler önce bu şanslarını kaybettiler.
Bu işi en son Cem Uzan becerdi. Sıfırdan aldığı bir işi yüzde 7,25'e getirdi. Onun da akıbeti malum.
iktidara gelmenin de bir bedeli var tabi. AK Parti vatandaşa beklediği şeyleri kısa sürede verdi. Ama ilk etapta doğru olan; vatandaşın beklediği ucuz şeyleri vermek değil, beklemeyi düşünmediği hayati şeylerin onlara verilmesiydi. En doğrusu her ikisinin de verilebilmesi ama o Türkiye şimdiye kadar hiç görülmedi.
Mesela istismara açık hizmetler insanları tembelleştirdi. Bazı bölgelerde SSK'lı işçi bulmak neredeyse imkansız. Gençler yatıyor. Çocuk parasıydı, yaşlı bakım parasıydı, tarla parasıydı bunlar daha karlı geliyor. Bir de yaşlı veya engelli imkanı istismarından araba alındı mı değmeyin keyiflerine... Yemeydi, içmeydi, ısınmaydı bu yardımları saymıyorum bile...
Bazı geleneklerimizden, örf ve adetlerimizden, değerlerimizden uzaklaştık. Aynı kıbleye döndüğümüz, aynı sofralarda yemek yediğimiz yıllanmış dostlukları ve kıymetli evlilikleri birilerinin satranç oyunlarına kurban verdik. Vermeye de devam ediyoruz.
Parti desteğini futbol taraftarlığına çevirdik. Birileri işin kaymağını yiyip, bolluk denizinde yüzerken banka hesaplarına yatan üç beş kuruşa tamah edip memleketi feda ettik.
AK Parti yine kazanacak. Yine tek başına iktidar olacak. Yardımlar akmaya devam edecek. Devleti söğüşleyen küçük mihraplar, üç beş kuruşun hesabını yaparak ev araba sahibi olurken, birbirlerini kardeş bilenler birbirlerinin yüzünü bile görmeye tahammül edemeyecek.
Ülkenin yarısı bu Türkiye'de çok mutlu. Diğer yarısı da çok mutsuz. Mutluluğun da haklı sebepleri var, mutsuzluğun da... Ama mutsuz olanlar da, en az mutlu olanlar kadar bu hakkı hak ediyor.
Ancak karşılarında kendilerini temsil eden bir Cumhurbaşkanı bile bulamayanların bu durumu devam edecek gibi görünüyor.
http://www.haberaktuel.co...-kalayci-yazisi-2175.html
güncel Önemli Başlıklar