bugün

07.06.2015 seçimleri sonrası koalisyon için el altından görüşmeler başladı. pazarlıklar gırla gidiyor.
akp yoldaş olarak mhp'yi isterken ve anadolu sermayesinin bu koalisyonu istediği haberleri pompalanırken,
akp-chp koalisyonunun uluslararası güçler tarafından dayatıldığı haberleri de basında yer alıyor.

bunların kafasında 40 tilki 40'ınında kuyruğu birbirine değmeden dolaşıyordur!

***

ağlamaktan ve mağdur olmaktan sorumlu devlet bakanının dediği iki gün konuşup üçüncü gün unutmak milli hastalığımız.

ben vatandaşlık görevimi yapıp bazı ak görüşmeleri ve sonuçları yazayım ki ychp ve ymhp'ye hatırlatma olsun.

04.07.2001 rte - abd'de
18.07.2001 rte david sultan (israil büyükelçisi)

----> akp kuruldu (14.08.2001)

22.02.2003 rte baykal

----> 14.03.2003 rte başbakan (jet fadıl sayesinde siirt seçimleri yenilendi. mv olmayan rte bilimum yasa değişiklikleri ile milletvekili oldu! jet fadıl hala hayal satarak dolandırıcılık yapıyor!)

07.04.2006 c.zapsu'nun "bu adamı (rte) deliğe süpürmeyin kullanın" dediği abd'deki konuşması

04.05.2007 rte y.büyükanıt

----> 25.07.2008 balyoz ergenekon vs soruşturmaları ile ordumuza kumpas (bu davalarda y.büyükanıt'ın adı nedense! geçmedi)

14.05.2013 rte obama (abd ziyareti)

----> özgür suriye ordusu ve el nusra'dan sonra ışid'imiz oldu.

28.02.2015 y.akdoğan ss.önder dolmabahçe mutabakatı

----> 07.06.2015 hdp mecliste

10.06.2015 rte baykal görüşmesi ....

not: bir süre sonra edit'leyerek bunun da sonucunu yazarım.
7 haziran 2015 seçimlerinde sonuç alınamayınca bunlar da teşhis için görüşmelere başlamışlar.
nokta dergisi görüşme tutanaklarını yayınladı.
internette ya da ekşi sözlükte tamamını bulabilirsiniz.

https://eksisozluk.com/no...erini-yayinliyor--4935332
https://eksisozluk.com/no...yinliyor-varan-2--4941726

birkaç hususa değinelim.

--- alıntı ---
7 haziran 2015 seçimlerinde sonuç alınamayınca bunlar da teşhis için görüşmelere başlamışlar.
nokta dergisi görüşme tutanaklarını yayınladı.
internette ya da ekşi sözlükte tamamını bulabilirsiniz.

https://eksisozluk.com/no...erini-yayinliyor--4935332
https://eksisozluk.com/no...yinliyor-varan-2--4941726

birkaç hususa değinelim.

--- alıntı ---
ibrahim uslu: ak parti’ye destek veren kadınların yüzde 13’ü ak parti’yi desteklemeyi bıraktı. bunu en temel sebebi ‘hayat tarzı kaygısı’dır. ak parti vitrinin de oyun kurucu kadın aktörün olmaması da bir başka etken. ak parti ege ve akdeniz’de güç kaybediyor. bu bölgedeki iller çevre illeri de enfekte ediyor. 7 haziran’da en büyük düşüş doğu anadolu bölgesi’nde yaşandı. artık o bölgede de birinci parti hdp oldu. ak parti bu trende göre iç anadolu ve karadeniz’e sıkışan bir bölge partisine dönüşebilir. ayrıca gençler de ak parti’nin başarı oranı çok düşük. sadece 18-24 yaş arası grup değil. 25-35 yaş arasında da oy kaybetti. bunun siyasi açıklaması ak parti’nin soyunun kurumasıdır. başarısız olduğumuz illerdeki sıkıntılar çözülmüyor, aksine katlanarak artıyor.
aralık 2014 itibariyle, ak parti seçmeninin sadece yüzde 7’si yolsuzlukla suçlanan dört bakanın masum olduğuna inanıyordu. bu veriler ak parti’nin elindeydi fakat her hangi bir adım atılmadı. kibir, israf ve gösterişle anılıyoruz

ibrahim dalmış (sunum): hükümet icraatlarındaki yetersizlik (açık uçlu sorularının ilk sırasında)
2011’de ak parti’ye oy verip 2015’te vermeyen kişilere yapılan ankette “neden ak parti’ye oy vermediniz?” sorunun verilen cevaplar;
hükümet icraatlarının yetersiz bulunması
yolsuzluk algısı,
cumhurbaşkanı’nın siyasi tarzı ve kutuplaşma ve
çözüm süreci ve kürt sorununa yaklaşım olarak çıkmaktadır.
biz sadece akp cemaatine konuşuyoruz

ömer çelik: ak parti kadın meselesini başörtüsü meselesine indirdi. keza imam-hatip mevzusu da sürekli dilimizde. sadece bu meselelerde değil, bir çok konuda sadece ak parti cemaatine konuşuyoruz. toplumun geri kalanına bir mesaj veremiyoruz.28 şubatçılar bize diremedi, biz de direnemeyeceğiz.

faruk çelik

efkan ala: biz çözüm süreci üzerinden pkk’ya silah bıraktırıp onları siyasete kanalize etmeye gayret gösterirken; seçim stratejimiz çerçevesinde hdp’yi baraj altında bırakmayı hedefledik. bu şekilde kendi siyasi planlarımızla çelişmiş olduk.

erol olçok: ak parti hükümetleri zamanında gençler için muazzam yatırımlar yapıldı. üniversiteler, burslar, yurtlar hep bizim zamanımızda açıldı fakat bir tane ak partilinin kendi açtığı üniversiteye gidip konuştuğuna şahit olamadık. neden? muhalif olmalarından mı korkuyoruz? çok rasyonel bir tutum değil. o yüzden, bu seçim kampanyasında 10 tane marka ismimizin üniversitelere gidip konuşma yapmalarını bekliyoruz.

eğitim düzeyi yükseldikçe oyumuz azalıyor, yeni üniversiteler açarak kendi kendimizi bitiriyoruz

ali sarıkaya: 100 tane vakfa haber edip eleman alacağımızı duyuruyordum, 5 tane isim gelmiyordu. gelenlerin de yağ puanı eksik oluyordu ya da dil puanı olmuyordu. fakat cemaat 100 kişilik dört dörtlük bir liste yollayabiliyordu. gençliğe yönelik ciddi tek bir çalışmamız bulunmuyor.

taha özhan: kürt meselesi bağlamında biz önümüzdeki gerçekliği reddeden bir tavra büründük.
gençlerden ve özellikle 28 yaş altı kadınlardan aday gösterelim. listelerin sonunda dahi olsalar sahada gözüksünler. cumhurbaşkanı bize direktif versin ama sahaya inmesin

ibrahim dalmış: seçim sürecinde önümüzde durması gereken ve çözüm üretilmesi gereken sorunlar var. ekonomi iyi olsa 50’yi geçerdik ama bize bağlı değil. terör de şu an listenin en üst sırasında yer alıyor. bu kapsamda;

-seçim sonrası hükümet kurulamamasından ötürü endişe duayn bir kitle var. bu yüzden, kampanyaya istikrar teması yedirilmeli ya da güçlü bir şekilde işlenmeli. bu kitle devletçi, muhafazakar, orta sınıf ve çoğunluğunu kadınların oluşturduğu bir grup. bu vurguyu etkili bir şekilde işlersek, 2-3 puan kazanabiliriz.

-şehit cenazelerine sahip çıkmalıyız çünkü onlar bizim cenazemiz. biz boş bırakırsak mhp o alanı çok güzel domine eder.

başbakan da az miting yapmalı. günde iki miting sadece antipati yaratıyor. ayrıca, başbakan’ın konuşmaları kimseye hitap etmiyor. kesinlikle profesyonel bir konuşma eğitimi almalı.

başkanlık sistemi tartışmasına kesinlikle girmeyelim. ak parti tabanında bile her hangi bir karşılığı bulunmuyor. sadece zarar ettirir.

gençleri yurtdışı gezilere götürüp tavlayalım

efkan ala: bizimle uyumlu çalışabilecek rektörler atansın. sadece imam hatipli gençleri değil her genci bize kazandırabilecek bir politika ile yönetilsin üniversiteler.

seçmeli siyer ve kur’an derslerinde ilk başlarda katılım yüzde 60 iken, şimdilerde yüzde 30’a düşmüş bu konuların üniversite sınavında soru olarak gelmesi durumunda bu çocuklar bu dersleri tekrardan seçmeye başlarlar.

mücahit arslan: her ne kadar yüzde 41 oy almış olsak da biz aslında yüzde 25’lik bir partiyiz. biz istikrarı temsil ettiğimiz ve merkez sağ ve muhafazakar bir alternatifimiz olmadığı için biz yüzde 41 oy aldık. son dört yıl içinde lale devri yaşıyoruz ve toplumsal olanı gözden kaçırıyoruz. bu yüzden istikrar ve muhafazakarlık temaları ön planda olmalı.

eğer sünnileşmemişse alevi aday koyalım, hiç bir sakıncası yok.

atamalarımızı liyakata göre yapalım. diğer türlüsü bizim için oldukça fazla maliyet üretiyor. kendi adamlarımıza güvenemediğimiz bir noktaya geldik en sonunda.

taner yıldız: toplamda 324 milyon tl sosyal yardımda bulunmuşuz. sonuç? biz ana meseleyi halletmeden bu konulara odaklanmak bir sonuç üretmiyor. hdp hemen tersine çevirebiliyor. bu yardımlar zaten ab’den geliyor gibi bir propaganda ile rüzgarı tersine çeviriyor.

nefret kitlemiz artıyor, sevmeyenler nefret etmeye başladı

ertan aydın: üniversitelere biz yatırım yaptık ama biz gitmezken kemalist dinozorlar üniversitelerde cirit atıyorlar. hükümet beğenisi ve oylar birbirine eşitlendi. artık maksimum yüzde 45 alabiliriz.

üniversite mezunlarına iş bulana kadar bir yıl maaş verebiliriz.
gençleri şekillendirme çabasından vazgeçelim

lütfü elvan: bürokraside ak partili olmayanın yeri yok algısını kırmalıyız.

31.08.2015 tarihli toplantı

mücahit arslan: her ikisine (rte ve ad) de şöyle böyle yap demek pratik sonuç üretmez. bizi dinlerler ama siyaseten bildikleri gibi yaparlar. çok açık bir şekilde iddia ediyorum; eğer 7 haziran öncesi yaşanan gerilimin yarısı dahi bu kampanyada yaşansa biz 3-4 puan kaybederiz. gerilim aynı şiddetle devam ederse yüzde 35’in altına ineriz.
başbakan kendisini göstermek isterse, cumhurbaşkanı da daha fazla ön plana çıkmak isteyecektir

erol olçak: güçlü başbakanlık ve güçlü cumhurbaşkanlığı gibi kavramlar halk tarafından tasvip edilmiyor. güçlü kelimesinin sakıncalı bir algılanışı söz konusu. halk bunu kendine güçlü yani otoriter bir eğilim olarak algılıyor.

efkan ala: her ikisi de (rte ve ad) bu seçimin bizim son şansımız olduğunu biliyorlar, bunun bilincinde hareket ederler.

ömer çelik: (özellikle chp vaatlerin tadını aldı. bu seçimde de artırarak devam ettirecekler. bizim de vaat işini başka bir boyuta taşımamız gerekiyor.)

numan kurtulmuş: 18 yıllık parti geçmişimde ben hiç bir dönemde bu kadar endişelenmedim. ak parti’nin geleceği ve toplum-ak parti ilişkisi açısından tarihi bir noktadayız. bizi bir arada tutan bir testi işlevi görüyor şu anda ak parti. eğer bu testi kırılırsa, içinde ne olduğundan bağımsız bir şekilde dağılırız. bunları telaşlanmanız için değil riski görebilmeniz için söylüyorum.

toplumsal bütünleşme konusunda da patinaj çekmeye başladık. alevi-kürt meselesinde bir yere kadar gelebiliyoruz ama son noktayı koyamıyoruz. kendi içimizde dahi toplumun bazı kesimlerinin devlette yer almaması gerektiğini düşünen arkadaşlar var. bu bakış açısı bize kaybettiriyor.

7 haziran kampanyasında hdp’ye vurdukça büyüttük.

mahir ünal: elimizde bir pipet, toplumdaki her duyguyu sömürdük. buna psikolojide ‘duygusal vampirlik’ deniliyor.
bizim parti olarak gerçeklik algımız bozuldu. toplumu doğru bir şekilde okumaktan yoksunuz. yaptığımız açıklamalar havada kalıyor. gündemi belirleyemiyoruz fakat gündem bizi belirliyor. ak parti’nin ilk günlerinde topluma ve tarihe yaslanan adamlar vardı. şimdi biz bu adamlara yaslanmaya başladık. şu an yaşadığımız en temel problemlerden bir tanesi budur.

ömer çelik: demokratlığımız sığ bir islamcı dile hapsoldu

taha özhan: yeni derken cumhurbaşkanı ve başbakan’ın sürekliliğine vurguyu da ihmal etmeyelim. biz bu gerilimi bir önceki kampanya hazırlığı sırasında ön göremedik. şimdi ağzımız yandığı için daha dikkatli davranabiliriz.

taha özhan: chp’nin her vaadi bizim gündemimiz olacak.

ömer çelik: 7 haziran kampanyasında bu soruların cevabı olmadığından tanka tüfeğe sardık. sovyetik bir görüntü verdik halka. kampanyamız kürtlere etki dahi etmedi.

ertan aydın: biz mücadelemizi dinselleştirdik. muhalifler bize saldırdıklarında artık sadece bize değil dinimize ve kutsalımıza da saldırmış oluyor. çünkü bu ilişkisinin doğasını biz böyle kodlayarak hata yapıyoruz. muhalefetle ilişkimizi sanki mekke dönemi müşrikleriyle ilişki gibi sunuyoruz. ümmetçilik yüzünden alevileri baştan hedef skalamızdan çıkarıyoruz. bu sürdürülebilir bir gerilim değil. bu ideolojimiz ya iflas edecek ya da buradan bir çıkış yolu bulacağız.

taner yıldız: ak parti hükümeti ile genel merkez arasında bir koordinasyon eksikliği var. vaatle ve dil konusunda her iki organ da farklı fikirlere sahipti. bu konunun üzerine ivedilikle gidip şeffaf bir şekilde ak parti hükümeti ile genel merkezi aynı noktaya getirmemiz gerekiyor. kimse kimseyi ak parti’li olmamakla ya da gerçeklikten kopuk olmakla itham etmemeli.

ayrıca sosyal olarak önümüzde mesele bırakmayalım. ertelediğimiz ne varsa dönüp dolaşıp bizi vurdu. alevi ve kürt meseleleri bunun en bariz örnekleri. 15 nisan’da biz çözüm süreci’ni silahların bırakılması noktasına kadar getirebilirdik ama ağırdan aldık. benzer şekilde kampanyada basın bizi hiç etkilemesin dedik ama basından en çok etkilenen parti olduk.

faruk çelik: hdp’ye karşı kullandığımız dil bizi dibe çekiyor. cumhurbaşkanı, başbakan ve tüm parti kadroları s. demirtaş’a yüklenince ayrımcılığın mağduru haline geliyorlar

7 haziran’da vekil kaybettiğimiz 21 tane il var. bunların dokuzunda saadet ile ittifak yaparak vekil kazanabiliriz.

güneydoğu için ayrı bir kurul oluşturup buraya uygun bir dil belirlenebilir. bölgede yanyana gelemeyecek herkesle görüşmeler yapılır, bir ilişki oluşturulur, bunlar arasında (mesela hakpar ve hüdapar) bizim listeye sokabileceğimiz isimleri tayin edip adı konmamış bir işbirliği yapabiliriz.

mhp son dönem tavrıyla birlikte baraj altında kalabilir. bunu ilan etmeden ülkücü tandanslı adaylarla mhp’den oy alabiliriz. nuri bülbül, ramiz ongun, rıza müftüoğlu gibi mhp’den dışlanmış ama halkta karşılığı olan isimleri partiye kazandırabiliriz. mhp tabanında bizimle koalisyon yapmadıkları için müthiş bir birikim mevcut.

taha özhan: ne yapacaksak mhp’yi tahrik etmeden yapmalıyız. yoksa kaset krizinde yaşandığı gibi tabanı mhp’de kenetlenebilir.

Efkan ala: asgari ücret konusunda anormal bir durum var. bunu kabul edip iyileştirme sözü verelim.
“karnım aç’ diyene ‘sana duble yol yaptık’ demek komik”

lütfü elvan: ab vurgusunu ve batı’nın bir parçası olduğumuzu sık bir şekilde belirtelim.
aynı taşıma adamlarla toplantı üstüne toplantı yapmanın hiç bir getirisi yok.

hatem ete: yapısal problemlerimizle yüzleşemezsek yol alamayız. toplumun şu an en önemli fay hattı cumhurbaşkanı’nı sevenler ve ondan nefret edenler. erdoğan’a karşı olanlar cumhurbaşkanı’na saldırıp bütün paketi hedeflemiyormuş gibi gösterebiliyorlar. cumhurbaşkanı ise çıkışlarıyla kendisini saldırıya açık bir hedef haline getiriyor. siyasetin bu şahısla özdeşleşmesi durumu bizi bu noktaya getirdi. şu an tek fay hattımız erdoğan çizgisi oldu.

son kertede, cumhurbaşkanı siyasetten çekilmek istemiyor. 2011’den bu yana yaşanan türbülans da bizi bir yere götürmüyor. önerilen şeyler bizi sadece parçalı bir yere götürüyor. biz erdoğan ne istiyor sorusunun cevabını tam bilemeden hareket edemiyoruz. siyasetin kişiselleşmesi bizi sistem sorununa kilitliyor. halkın derdi doların yükselişi, dış politika, özgürlükler olsa da biz “cumhurbaşkanı ve başbakan’ı incitmeden nasıl yol alırız”a kafa yoruyoruz.

ömer çelik: “ak parti kaybetti ama fakında değil” çok yerinde bir 7 haziran değerlendirmesi. 1 kasım ya bu tespiti tescilleyecek ya da biz yolumuza devam edeceğiz.

erol olçok: bizim girdiğimiz her seçimde bir hikayemiz vardı ama 7 haziran’da bomboş bir yere geldik. amorf tarifsiz bir siyasetimiz vardı. aslında devam ettirebileceğimiz bir çok hedef ve hikaye vardı fakat biz bunları da (2023 hedefleri, yeni türkiye, vs.) yokmuş gibi davrandık.

başbakan ve arkadaşları biz 45-50’ye gidiyorduk, cumhurbaşkanı devreye girince 41’e düştük diyor. cumhurbaşkanı ve arkadaşları biz 52’lik parti teslim ettik, 41’e düşürdüler, biz devreye girmesek daha da düşerdi diyorlar. öncelikle bu işin doğrusunu bir öğrenemeye çalışalım. cumhurbaşkanı başbakan’ın mağduru, başbakan cumhurbaşkanı’nın mağduru, halk hepsinin mağduru. garip bir resim var ortada.

bizim üç tane markamız var: erdoğan, davutoğlu ve ak parti. bunlar ya birlikte yükselir ya da birlikte düşerler. şu an bizi aşağıya çekiyorlar. birlikte hareket etmezsek, daha da çok çekerler.

ömer çelik: bırak kürt’ü, alevi’yi, biz daha türk’e ne vaat ettiğimiz bilmiyoruz. kongre’ye kadar sıkı bir ateşleme yapıp daha sonra da uçuşa geçmemiz gerekiyor.

chp ile masanın devrilmemesi önemli bir başarıydı. başbakan destekledi. cumhurbaşkanı sabretti. orada iyi bir strateji ortaya koyduk. bu hassas dengeyi devam ettirmemiz gerekiyor.

taha özhan: chp görüşmelerinde adamlar bize ayna tuttu. chp’yi tanımamız için bedava danışmanlık hizmeti verdiler. onlar bizi çok iyi tanıyorlar ama biz onlarla yeni tanıştık. chp sürekli kaybetmeyi ilginç bir enerjiye dönüştürmüş. bu yüzden her konuda inanılmaz esneme kabiliyeti edinmişler. orada bir gelecek olduğunu gördük. chp kendini merkezde uzun bir süre tutacak ve iktidar alternatifi haline gelebilecekler.

mücahit arslan: kongre’yi orta doğululaşmaktan çıkarıp batılı devlet adamlarını davet etmeliyiz.

hdp’nin oyları düşmüyor aksine bölgede daha da artırdıklarına şahit oluyoruz.
geldiğimiz noktada ülkenin psikolojisi bozuluyor ve yönetilemez bir hal alıyor. bu noktada tekrardan
1) toplumsal ittifakları tekrardan gündemimize almalıyız.

2) ciddi bir görüntü verip kontrolü elimizde tuttuğumuzu hissettirmeliyiz.

ığdır’da üç parti temsilcisi ortak bir açıklama yapabilir. bu şekilde siyasete bu ‘sarayın savaşı’ değil vatanın müdafası olgusunu kabul ettirmiş oluruz. medyada da ortak açıklama yaptırabiliriz. ticaret odaları ve sendikalar da açıklama yapabilir, toplu yürüyüşler düzenlenebilir. kadınlar ön safta olmak kaydıyla sivil insiyatifler pkk’ya karşı sesini yükseltebilir. operasyonlardaki koordinasyon sıkıntısını düzeltmeliyiz. operasyon tek bir merkezden yönetilmeli. bu mesele ancak genelkurmay’dan çözülebilir.

biz psikolojik harp konusunda çok etkisiz kalıyoruz. 17 aralık’ta ayakkabı kutusu ve para sayma makinesi olmasaydı bu kadar akıllarda kalmazdı

hdp oyları plebisite doğru gidiyor. ak parti’nin bölgede bir vekil çıkardığı yerler de tehlikede. bu yüzden ağababaları ile oturmalıyız.

ülkenin kronik sorunlarını ak parti çözer imajını güçlendirelim. ak parti tökezlediği için bunlar oluyor mesajını bunu dillendirmeden verelim. el verip güçlendirirsek, eski rahat günlere kavuşuruz diyelim. ak parti’nin tam sınırda olduğu vurgusunu yapalım.

sovyetik ve beylik lafları bırakalım. maço ve yaşlı parti görünümden kurtulmamızı sağlayacak fikirlere ihtiyaç var. tek başına iktidar talebi de seçmen nezdinde bir şantaj algısına yol açıyor. tek başına iktidarın ak parti’nin değil toplumun ihtiyacı olduğunu vurgulamalıyız.

bizi tanımlayan iki kelime: korku ve tahkim. gazze, tarih, coğrafya, kader gibi terimlerle etki alanımızı daraltıyoruz. bu şekilde bir çok kesimi kümenin dışında bırakıyoruz. bu terimler aslında bizim ilgi alanlarımız, etki alanlarımızı boşlayıp ilgi alanlarımızı birincil gündem maddesi haline getiriyoruz.

söylem üretilmesinden uygulanmasına her şeyi biz yapıyoruz. üç çocuk meselesinde mesela konunun uzmanları açıklamaları yapar biz sadece uygulamasını yapabiliriz. her şeyi biz yapınca insanlar direk hayata müdahale olarak algılıyor. otobüste kucak kucağa oturmaya karşı olmamız normal ama biz söyleyince direk yasak olarak algılanıyor.

kamuya işe alımda mülakatı kaldıralım.
yök’ü kaldıralım.
özgürlükçü bir dil kullanalım.

yargı meselesine hiç girmememiz daha hayırlı olabilir çünkü yargıyla çok oynadık ve yıprattık.
din devlet ilişkilerine bir karar vermeliyiz. alevi meselesi şu an uçurumun kenarında. bir çok mahkeme kararı ile fiili olarak mesel çözüldü aslında. cemevlerine statü vermek ne bizden bir şey götürür ne de onlara bir şey katar. bu karar bizi de onları da çok rahatlatacak.

--- alıntı ---