bugün

kişinin kendi heves ve isteklerinden artık mağdur hale geldiği anlarda, nefsini tekrar beyninin ve kalbinin emri altına alması durumudur. cüzzi iradesi ile külli kararlar karşısında içine düştüğü ezilme halini çoğu kişi "ben aklıyım, ben güçlüyüm,istersem her güçlüğün üzerinden gelirim" mantığıyla karşılar. lakin durum sanılandan daha grifttir.

kişi her başına geleni, her karşılaştığını elbette kendi beden ve ruhuyla karşılama gayreti içinde olmalıdır, ama tevekkül denen ve insan psikolojisinde sanılandan daha fazla rahatlatıcı bir davranışı ıskalamamalıdır.

kişi cüzzi haliyle külli iradeyi keşfetme yetisine sahiptir. fıtraten bu gerçeği inkar eder gibi yaşamak miskinliktir, bu gerçeği hayatın merkezine koymak ve "ben" mantığı ile yel değirmenlerine saldırmak da kifayetsizdir. don kişotluk başarısızlık ve devamında travma getirir, varlığın önemli lakin herşey olmadığını düşünerek tevekkülü son sıraya ama vazgeçilmezler arasına koymak da sanırım mühim bir mutluluk kaynağıdır. insanın başarısızlık halinde nefsine aczi beyan ediyor olması sanırım en zor ama en tesirli ego terbiyesidir.