bugün

insana zaman zaman çok koyar. uludağ radyo'da söyleşi yaparken içeriden "üüühhü ablaaaa" diye bir ses duyup içeri gitmek zorunda kalmaktır.
yeri geldiğinde anne olmaktır.
anne olmak gibidir. özellikle de hayatta sahip oldugunuz tek aileniz kardesinizse. o kardese yemek yaparsiniz, esek kadar da olsa sürekli öpersiniz, sinirlenince cakarsiniz bir tane, ama o esek de sizi tutar yere devirir sonra gidiklamaya baslar. abla olmak hem guzel hem zordur. kardesiniz sanki kendi cocugunuz gibidir. herkes sizden olgun bir kadin gibi davranmanizi ister, yasiniz kac ise olsun fark etmez. abla olmaz zordu yani.

erken dönem ablalik bok gibidir ayrica. o 4 avucluk bebek surekli acikir, aglar, sicar, kusar... böyle hayat mi olur lan?
ergenlik dönemi ablasi olmak ise daha da zordur. o dunku bok, kendini sevdirmez, surekli para ister, bir de seni begenmez surekli cirkiiiiin diye dolanir etrafta. özguveni siker atar pezevenk.
ergenligi bitmis cocuk ablasi olmak ise bilinemez. henuz tadina bakmadim.
Uğruna canını vermek için düşünmemektir. Bazen anne bazen arkadaş olmaktır. Alışverişe gitmesi,kız erkek muhabbetlerinde danışması, alkolü, sigarayı denemesi, gece dışarıya çıkması ilk senin deneyimin ile olmasıdır. Yol göstermektir iyi ya da kötü.
Sorudur aslında hep. Abla bunu mu giysem, ne cevap yazsam, bu kız güzel mi, yürüsem mi abla, saçım nasıl olmuş, ütüleme me gerek var mı gibi türlü sorulara cevap vermektir. Ve sen kızdığında bilir ki cidden hata yapmıştır. Çünkü bir abla kolay kolay kardeşine kızamaz.

20 yaşında erkek kardeşim var. Kardeşim diye demiyorum ama yakışıklıdır da. Karakterlerimiz tam tersi. O ev beyi ben sokak kızı. O cola aşığı ben alkol. O evde aileyle takılmayı sever ben arkadaşlarla dışarıda. Ben nette devamlı uçak bileti bakarım o nette oyun oynar. Dışardan bakıldığında o büyük belki de, ya da ben onu düşünmüyormuşum gibidir. Ama o bilir, sonradan anlar onu nasıl kendisi bile farketmeden yönlendirdiğimi.
O benim sorumluluğumdur.
Anne ve babamız calısırdı hep bizim, akşam 18.30'da gelirlerdi. Biz okuldan gelince ona yemeğini ben ısıtır, onun istediği kanalı açardım.
Antrenmanlara beraber el ele tutuşarak giderdik. Beykozdan kadıköye otobüs ile. Çöp kutusunun yanından geçirtmezdim onu o aklım ile, çöpten bir adam çıkarda iğne enjekte edip bayıltır diye.
Bunların yanında kötüydüm de. Kız kardeşim olsun istemiştim hep. Kardeşim 9 yaşına kadar saçlarını toplar makyaj yapardım. Adı da ebru olurdu. Tüm gün öyle gezdirirdim.
Kolu dikişliydi bir ara. Köye gitmiştik, bak bu otlar sihirli kolunu oraya sürt geçer demiştim. Isırgan otuna sürtmüştü, akşama kadar ağlamıştı.

Kötü ve iyi bir sürü yanlarımız var bence. Ben suan 24 o 20. Hayattaki tek sorumluluğum.
Zordur.
(bkz: içi beni dışı seni yakar)
Ablalık başlı başına fedakârlıktır.
Bir kız çocuğunun ablasıysanız bir kuaförü aratmayacak kadar güzel saç yapmayı öğrenirsiniz.
Cogu zaman dozu bitaz asip kudurdugu oluyo ama daha kucukler o zaman tek bi bakisim yeterli oluyo ama cogu zaman iyi de.
kardesinin ustunde anneden daha fazla emeginin olmasidir, ablamdan biliyorum.
bu rütbeye erişmek isteyen sözlük yazarlarına sesleniyorum; gel ablam ol!
tayyip erdoğan'ın hışmını çekmektir.

değerli kardeşlerim bu ablalar başka!! bu ablalar bizim ablalar değil!! bu ablalar yurtlarındaki ve evlerindeki öğrencileri bize beddua etmeye zorluyorlarmış!!! eyyy ablalar!! eyy paralel!!

neyse tamam, sustum.
güzel ablalardan mesaj bekledigim baslik.
kendi dersine çalışmayıp onu çalıştırmaktır.
bi iş karşılığında su getirtmek, masaj yaptırmak vsvs..
Küçük anne olmak demektir...Can olmak, canan olmaktır...
Çocuk yapmadan bile, kaygıyı, endişeyi, sarıp sarmalamayı, , destek vermeyi, gaza getirmeyi öğrenmiş anne demektir...
Aranızda 17 yaş fark varsa Anne yarısı olmaktır.
abla olmak çok özeldir. yaşından çok çok büyük olmayı gerektirir. bi nevi anne bi nevi arkadas. her seyden biraz olmanız gerekir. ablalar korumacıdır bazen aşırı sahiplenici. en ufak zarar gelmesin diye kendilerini paralarlar. kardeşlerinden çok canı yanar. hem çok kzıp hem de çok severler.
Derdiyle dertlenmektir, şu aralar en çok yaptığım şey. Ne dertmiş arkadaş çek çek bitmedi.
10 yas kucuk kardesiniz bir hata yaptığında kosup ilk size soylemesinden daha guzel bir his yok.
Ne annesine ne babasina,gelip ilk ablasina söylüyor.
Cok guzel bir his yemin ederim.
Yeri geldiğinde çok güzel ama eğer anne çalışıyorsa ve o kardeşe sen bakmak zorunda kalıyorsan e sırf bu yüzden istediğinde dışarı çıkamıyorsan durum hiç de güzel değildir.
görsel
Bok gibi bir şeydir. Ablaya sahip olmak daha güzeldir.
sahip olduğum ilk sıfat ve büyük olasılıkla benim için en mühimlerinden.
masallar anlatıp uyutmaya çalışırken kendim de uyuduğum, her gece uyumadan önce birlikte dua ettiğimiz, yıllarca aynı odayı paylaşırken gece nefesini dinlediğim, tüm çocukluğum, oyunlarım, büyümek istemeyişim, aynı evin içinde birbirimize mektuplar yazdığımız, heyecanım, sevincim, uzun zamandır bambaşka şehirlerde olmamız nedeni ile özlemim... evlenmek falan diyor bu günlerde, içimde garip bir his, kuşlar böcekler falan. hayat işte.
görsel
El yazisini, o masumca 'iyi ki ve benim' i ayrışını görünce ağlamama sebep olmuştur...
Abla olmak kalbinin yarısını o küçük kardeşinize baglamaktir.
hiç bir zaman olamayacağım şey. sorun da yok hani.
Gerçekten zor iş. Hele de ergenlik çağında erkek bir kardeşiniz varsa...
Zor oluyor ama yine de iyi bir şey birinin ablası olmak. Mesela her ne kadar anlaşamasanız da bazı konularda birbirinizi en iyi anlayan olabiliyorsunuz. Şaşırtıcı bu.