bugün

aptallar, yazışmak, mesajlaşmak deyince, sadece karşı cinsle yazışmayı, mesajlaşmayı düşünürler. mesajlaştıkları karşı cins kişisini de öncelikle bir birey, bir insan olarak değil bir cinsel obje olarak görürler. bedenini, organlarını, fiziksel özelliklerini merak ederler; hayal ettikleri o fiziksel özelliklere sahib kişiyle fiziksel yakınlık kurmanın yollarını ararlar.

abdallar ise yazıştıkları kişinin fiziksel özelliklerini merak etmek, ona göre bir ilişki şekillendirmek yerine, her şeyden önce onun da kendileri gibi, bir birey, bir insan, bir dünya sakini olduğunu bilirler. klavyenin karşı tarafında, iyiyi kötüden ayırdedebilen, üreten bir beyin, yeri gelmiş kırılmış, yaralanmış, acılar çekmiş, yeri gelmiş kanatlanmış, mutluluklar yaşamış bir yürek olduğunu farkederler. sevmeye ve sevilmeye hazır bir gönül hissederler. o gönlü kazanabilmenin, o gönle girebilmenin yollarını ararlar.

aptallar bizden uzak olsun ... sözlükteki tüm abdallara da selam olsun ...
hayat, çıkarının peşinde koşan, adam gibi adamlar sayesinde bir yerlere geldiği halde asla onlara layık olamayan, her devrin insanı, çıkarcı, sıradan insanlardan; aptallardan intikamını onları umursamayarak, unutturarak alır. Adamlık uğruna yaşayan, hiç bir devirde adamlığından taviz vermeyen, makam, şöhret, para, menfaat için değil, insanı gerçek insan yapan güzellikleri ve değerleri yaşatmak için yaşayan adam gibi adamları; abdalları da, dünya durdukça, güneş doğdukça, insanoğlu yeryüzünde nefes aldıkça unutulmayacak şekilde gönüllere ve hafızalara yerleştirerek ödüllendirir.
Abdallara selam olsun.