bugün

1999 yılında Ankara emniyet müdürlüğünün 8. Katından Çankaya köşkü, Genelkurmay, başbakanlık, bazı bakanlar, bazı siyasi partilerin genel merkezleri, politikacılar, gazeteciler dinleniyordu. Bunun adına 8. Kat çetesi deniliyordu. Çetenin başında emniyet müdürü Cevdet saral ile istihbarattan sorumlu müdür yardımcısı Osman ak bulunuyordu.

8. Kat çetesi sanal bir uydurmacaydı. Amaç emniyetteki cemaat yapılanmasına karşı projeli bir çalışma talebini dönemin istihbarat daire başkanı Sabri uzun'a "çok gizli" ibareli bir yazıyla gönderen Cevdet saral'ın itibarsızlaştırılmasıydı. Sabri uzun'un özel kalemine dahi sızan cemaatin Cevdet saral'ın isteğinden aynı gün haberdar olmuştu. Özel kalemin adı 1992 yılında emniyet müdürü Ünal erkan döneminde hazırlanan fethullahçı polisler raporunda adı geçiyordu.

Sonra 8. Kat çetesi manşetleri polis Akademisi'nde öğretim üyesi olan önder aytaç'ın polis muhabirleriyle dostluğu sayesinde gazetelerde çarşaf çarşaf yayınlanmaya ve anlara emniyeti hedef gösterilmeye başlandı.

8. Kat çetesi'nin varlığına dair delil çay yapmak için kullanılan odada(!) bulunan bir kasetti.

Cevdet saral, yardımcısı Osman ak, Ankara istihbarat şube müdürü ersan dalman, yardımcısı zafer aktaş başta olmak üzere 34 personel 1999 yılının Haziran ayında açığa alındı. Bu isimler bir daha önemli görevlere getirilmedi.

3 yıl sonra Cevdet saral ve arkadaşları 8. Kat çetesi davasından aklanacaktı.

Cevdet saral, 17 Eylül 2001'de yargılandığı mahkemede, Gülen'in "birtakım hedeflerinin olduğunu belirleyerek örgütlenme modelini saptadıklarını" çalışmalarını 21 Nisan 1999 tarihinde rapora bağladıklarını, daha sonra bu rapor nedeniyle haklarında soruşturma açıldığını söylüyordu.

Osman ak da " bu örgütün en büyük silahı iftira" diyordu.