bugün

30 sene önce trt 1 vardı sadece ve siyah beyazdı.
30 sene önce internette yoktu.
30 sene önce alışveriş merkezleri, plazalar vs yoktu özel güvenlik gerektirecek.
işhanları vardı, kapıdaki bekçi amcaya emanetti herşey.

30 sene önce 80 darbesinden yeni çıkmış bir ülke, turgut özal iktidarı vardı.

işte o kadar dı özgürlük.

o kadar dar ve küçüktü ki sınırlarımız.
bugün özgür olmadığınızı hissetmeniz çok garip. çünkü o kadar geniş ki sınırlarınız.

fark sınırlarımız ve sınırlarınız.
ve sizlerin doymak bilmeyen sınırlarınızı genişletme isteğiniz;
başkalarının sınırlarını umursamadan.
özellikle büyüklerimize sorduğumuzda palavradan ibaret olan söylem.
bir yürüyüp gidin allasen , o zamanlar hiçbir kurum sorgulanamaz , hiçbirşey dile getirilemez idi.
şimdi ise şeffaflık esası var.
30 yıl geçmiş olsa da insan olmak konusunda ne kadar ilerledik diye sorduran başlık.ilerleme salt teknolojik olarak algılandığı sürece özgürlükte güzelim operatörlerimizin bas bas bağırdığı gibi mesajlaşma özgürlüğüdür,başkada bir şey değildir.
30 yıl önce bugün ortalıkta cirit atan takunyalı fareler yer altında kımıl kımıl bugünü ve yasaklarıyla karartıkları yarınları bekliyorlardı.
doğrudur. 30 yıl öncesinde başörtü yasağı diye bişey yoktu. herkes gayet rahat istediği yere istediği şekilde giriyordu. sen başörtülüsün senin okumaya hakkın yok diyen yoktu. belki kız çocuklarını okutmayanlar vardı ancak okuyanlar da bu zorluğu yaşamamıştı. sene 2011. sırf başı örtülü diye kapıdan çevrilen insanlar var. onların okumaya hakkı yok diyenler var. gerçekten artık daha az özgürüz.