bugün

devletin kurumları arası yaşanan işlevsizliği anlatan yazıdır. Yazı şöyle:

devlet sana diyor ki: 'sen gazetecisin. seni tanıyorum. al bak bu da kartın.'
ama kimlik istendiğinde uzatıp 'gazeteciyim' dediğinde polis haklı olarak 'sarı değil ki bu.' diyor.

mevzuata göre resmî nitelikli ama tanımıyor.

bir örnek vereyim: gazeteye giderken sivil polisler kimliğini gösterip gbt kontrolü için durdurdu. basın kartını uzattığımda aramızda şöyle bir konuşma geçti:
-kimliğin yok mu senin?
-o elinizde ki kimlik zaten.
- ben türkiye cumhuriyeti kimliği soruyorum.

- tamam. elinizdeki de türkiye cumhuriyeti cumhurbaşkanlığı iletişim başkanlığı tarafından verilen resmi bir kimlik.
- ben anlamam. bu gazetede geçerli; bizde geçerli değil.

- resmî nitelikli olan bir kimlik nasıl geçersiz olur?
o sırada kadın polis memuru söze girerek:
- ancak görevde geçerli olur bu kimlik, dedi...
*
ben basın kartının resmî nitelikli olduğunu...

cumhurbaşkanlığı'nca uzun araştırma ve bekleme süresinin ardından verildiğini...

yönetmenlikte tarifinin bulunduğunu söylesem de memur arkadaş "kimliğin yok diye 158 lira para cezası yazarım" dedi.
*
ülkenin çivisi çıktı artık. bakın basın kartı yönetmeliği ne diyor:
cumhurbaşkanı kararının tarihi: 13/12/2018 sayısı: 465.
yayımlandığı resmî gazete'nin tarihi: 14/12/2018 sayısı: 30625.

madde 5: basın kartı, bu yönetmelikte belirtilen kişilere verilen resmî nitelikte bir kimlik belgesidir. basın kartı, bu yönetmelikte belirtilen hâllerde süreli veya geçici olarak verilebileceği gibi sürekli nitelik de kazanabilir.

bu kadar açık ve netken, bir polis "ben bunu tanımıyorum. normal kimlik ver. yoksa ceza keserim" diye nasıl konuşabiliyor?! neymiş basın kartı gazetede geçerliymiş. herhalde, yazı yazarken basın kartını masaya koyup öyle yazıyoruz. böyle düşünüyor olmalı.
bu mantıkla hareket edersek, sanırım benim de kimliğini gösteren memura, "o karakolda geçerli olur. ayrıca sahte de olabilir. bana ehliyet ya da nüfus cüzdanınızı gösterin. ben bu kartı tanımıyorum" demem lazımdı.
*
uzatmayayım, sadede geleyim. mesele basın kartını gösterip geçeyim değil, mesele resmî nitelikli bir kimliğin kimlik olarak kabul edilmemesi...

yönetmenlikte var olanın tanınmaması...

ben demiyorum ki basın kartını gösterip geçeyim. diyorum ki, ehliyet gibi nüfus cüzdanı gibi kimlik olarak görülsün.
zira böyle olduğunu zaten mevzuat söylüyor.

eğer resmi nitelikli olmasına rağmen, bankada, noterde, kimlik istendiğinde poliste geçmiyor ve tanınmıyorsa isterseniz bin kere yönetmenlik değişin basın kartının itibarı artmaz. kartın itibarının artması için başta devletin kurumları tarafından tanınıyor, işlem yapılabiliyor olması gerekir.

kaynak: https://www.gunboyugazete...rti-ve-itibari-6105yy.htm
basın kartının itibarını konu edinen yazıdır. yazar haklıdır.
resmi nitelikli bir kartın hiçbir yerde geçmediğini anlatan yazıdır.