bugün

istanbul büyükşehir belediyesi eski başkanı prof. dr. nurettin sözen'in çılgın proje hakkındaki yorumudur. sözen kanal istanbul ve bunu açıklayan kişi ile ilgili şunları söylemiştir:
- Kanal istanbul Projesi ve daha önceki tünel projelerinin hiçbiri kentin anayasası sayılan nazım planda mevcut değildir. Kentle ilgili bir proje yaparken belediye meclisinden bir karar alınması yahut belediye meclisinin yaptığı plana uygun davranılması gerekiyor.

- Kurala göre, yasalara göre bu proje Nazım Plan çerçevesinde yapılacak ve bu projeyi Büyükşehir Belediye Başkanı açıklayacaktır. Oysaki projeyi Başbakan açıklıyor. Bu doğru değildir. demokrasi ile bağdaşmaz.

- Nazım plan ilkeleri içerisinde istanbul'un büyümesi Kartal-Silivri yönünde gelişmeyi öngörmektedir. Oysa bu proje ve diğer projeler kuzeye doğru yapılaşmayı öngörüyor. Fakat Kuzey istanbul'un akciğerlerdir. Bu arazi aynı zamanda istanbul'un su depolarının bulunduğu alandır. Bu su havzaları tahrip ediliyor. Üstelik su sıkıntısı yaşanırken.

başbakan hem yetkisi alanında olmayan, büyük şehir belediyesi alanı ve belediye meclisi kararı ile ancak gerçekleşebilecek bir projeyi açıklıyor hem de 2023 yılını adres gösteriyor. seçim dönemleri 4 yıllıkken, başbakan 12 yıl sonrasına proje tarihlendiriyor, seçim vaadi olarak. bunlar doğru değildir, demokrasi ile bağdaşmaz. belediye meclisini muhatap almadan belediye başkanını saf dışı ederek başbakan diktatörlük yapıyor.
(bkz: vizyon-misyon)
saçma bir tespit. atatürk ülkemizin geleceğini planladı devrimleri ile. atatürk e de bir nevi diktatörlük yakıştırması yapmaktır.
nurettin sözen çılgın proje'nin maliyeti ile ilgli de şu tespiti yapmıştır: ' çılgın proje'nin maliyeti konusunda 10 milyar dolarlar konuşuluyor. bu kadar büyük bir bütçeyi sadece istanbul'daki seçmenlerin yararlanacağı bir projede kullanmak türkiye'nin diğer bölgelerinde yaşayan, vergi veren, seçmene yapılan haksızlıktır.'
sığlıktaki limitsizlik bu kadar mı olur diye düşündürüyor insanı. Ayrıca paranın geçen gemilerden sağlanalacağı ve hazineye bir etkisinin olmayacağı söylenmiştir. Diğer ülkelerde kanal yapan hükümetler para içinde yüzdükleri için mi yapıyorlar bunu?