bugün

bursa Atatürk stadyumunda saat 13.30 da başlamış mücadeledir. rizesporun 5. dakikada 10 kişi kalması bursasporu daha bi cesaretlendirmiştir. bursasporumuzdan goller beklediğimiz karşılaşmadır.
rizesporun golüyle 0-1 olan maçtır. ben bişey demiyorum size.
dk:36 emrah penaltıdan.
iddaa severleri üzecek bir skorla karşı karşıya kalınan tsl mücadelesidir, ancak maç 90 dakikadır.
ilk yarısı 0-1 biten mücadele.
bursasporumuzun golüyle 1-1 olan maçtır.
bursasporumuzun 66. dakikada mustafa sarp ile 2-1 yaptığı maç.
bursa için artık üzerindeki ölü toprağını atması gereken maçtır. o çoşkulu atmosferde değil yenilmek gol yemek bile şaşırtıcıdır.
2-1 biten maç.
10 kişilik rizeyi 2-1 yenebiliyorsak vay halimize. ama 3 puan 3 puandır.
bu takım süper oynadığı maçları bile kaybetti. buna da şükür.
bursaspor'un 2-1 kazandığı tsl maçı.

(bkz: maçtan geldim coşkuluyum sözlük)

maç oldukça ilginç geçti...

maç başladı daha ilk atakta birazdan kırmızı kart göreceğinden habersiz olan ç. rizespor'un 61 numaralı sol açığı serhat akyüz veli acar'ı yere düşürerek ilk sarı kartı gördü...

üç dakika sonra aynı yerde aynı futbolcuya aynı müdahaleyi yapınca yine aynı kartı gördü ve atıldı...

rizeliler itiraz etti... haliyle tansiyon yükseldi...

sonra maçta bursaspor üstünlüğünün olduğu dakikalar başladı...

rizespor fahri tatan hariç ileriye çıkamıyor, riberio ilerde ömer erdoğan'lı, egemen'li, ismail güldüren'li buırsaspor savunması arasında eriyip gidiyordu... zaten sonra yerini anderson'a bıraktı...

derken rizespor bir frikik kazandı...

içeri doldurulan top kaleciye gitti; ama hakem penaltı noktasını gösteriyordu...

pozisyonu sadece bir kere gördüm o yüzden net bir yorum yapamam ama değil gibiydi...

şöyle oldu pozisyon: rizeli bir oyuncu ile ömer erdoğan topsuz alanda güreşimsi hareketler yaptılar ve rizeli tuş oldu, yere düştü veya düşürüldü...

ama bundan kendisi de habersizdi... kimse anlamadı poz<isyonu ama fırat aydınus mükemmel gözlemiyle! penaltıyı gördü...

şundan eminim ki penaltı düdüğü çalmasa rizesporlu'lar itiraz etmeyecekti...

her neyse...

"vega", "vega" sesleri arasında penaltıyı emrah eren gole çevirdi...

bursapor'da itirazlar sürüyor, ortam daha da geriliyordu...

bu pozisyonda ismail güldüren, ömer erdoğan ve reny vincent vega sarı kart gördüler...

bu yüksek gerilim ortamında ilk yarı sona erdi...

ikinci yarıya bursaspor daha hızlı başladı, taraftarı yani bizi de arkasına aldı...

ilk yarının son dakikalarında zuniga ile sercan yıldırım değişikliği olmuştu...

bu iyi bir sonuç doğurdu, sercan ileriyi hareketlendirdi...

hatta ikinci yarının hemen başında gol de attı am değer kazanmadı ağlara giden top...

taraftar coşuyor, bursaspor bastırıyordu...

derken bir korner oldu...

sonra hiçbir şey anlamadığım bir gol attık, stadyumdaydım ama golü anlayamadım...

ben sadece kornerin kullanıldığını ve sonra ortamın karıştığını çizginin oralarda bulunan topu gördüm...

sonra yanımda maç boyu küfreden abiden öğrendim ki ömer topu iteklemiş top içeri girmiş, üst ağlara çarpmış sonra dışarıya çıkmıştı...

goldü sonuçta...

goldü ama buna itiraz edenler vardı başta ç. rizespor teknik direktörü erdoğan arıca olmak üzere...

yaklaşık beş dakika itiraz etti...

itirazları sonucu erdoğan arıca hakem fırat aydınus tarafından dışarı atıldı...

rizesporlu futbolcularda bayağı bir itiraz etti...

ortam bir daha gerildi...

sonra rize oyundan iyice düştü...

taraftarın çoşkusuyla oyununun coşkusunu eşitleyen bursaspor son derece teknik olan oyuncusu maxim romeşenko (adı tam böyle değil) ile ataklar yapmaya başladı...

bir pozisyonda çok güzel bir organizasyon ile golü buldu...

uzun paslaşma sonucu topu filelere yollayan mustafa sarp'tı...

sonra bir şey oldu daha önce çok gördüğümüz...

gol atan, öne geçen, rakibi eksik oynayan, ev sahibi olma özelliği bulunan takım son dakikalarda geri çekildi...

ç. rizespor da türk futbolu'nun önündeki en büyük engellerden biri olduğunu düşündüğüm "doldur- boşalt"a döndü...

tabii yüreğimiz her dolduruşta ağzımıza geliyor, her boşaltışta biz de rahatlıyoruk...

sonra maç bitti...

maç içindeki gerilim maç sonu kavgaya dönüştü ve maç sonunda saha birden karıştı...

sonra yatıştı neyse büyümeden...

bu maçtan çıkan sonuçtan önce şunu demek istiyorum, bursaspor yanlış hatırlamıyorsam bu sene sadece iki kez iki farkı buldu...

biri istanbul'daki fenerbahçe, diğeri ise yine istanbul'daki kasımpaşa maçı...

iki maçta 2-0 bitmişti...

demeye çalıştığım şu...

bu maç da dahil bursa'daki bütün maçlarda bursaspor son dakikalara hiç rahat giremedi...

hep rakip bize "doldur- boşalt" yapyı maçın son dakikalarında...

işte istikrarsızlık budur...

eskiden şöyleydi bursaspor: kendi evinde maç vermezdi...

bir sezonda en fazla 2 kere yenilirdi...

bu sezon bu rakam şimdiden 3 (galatasaray,beşiktaş,sivaspor)...

ama dışarıda da kolay kolay maç alamazdı, bu senede bazen onu kolay yapıyor...

kısacası bursaspor çok istikrarsız oynuyor...

sonuç şu: bu maçla bursaspor gençlerbirliği maçı'nda kazandığı altının değerine değer katmış...

kısa bir süreliğine rahat etmiştir...

ama baenim içim hiç de rahat değil hala...

çünkü çok farklı oynuyoruz...

çünkü çok istikrarsızız...

olsun yine de altın altındır...