bugün

a.katılım müzakereleri ile türkiye kendisini reformlar, iyi komşuluk ilişkileri ve ab ile ilerleyici işbirliği yapmaya adamıştır ve bu çabalar türkiye’nin kendini modernize etme ve demokratik kurumlarını , hukukun üstünlüğünü ve insan hakları ve temel özgürlüklerinin gözetilmesini pekiştirme ve geliştirme fırsatı olarak görülmelidir,

b.türkiye hükümeti neoliberal ekonomik reformlar ve ab’ye katılım süreciyle bağlantılı deregülasyonlar konusunda hızlı bir tempoda ilerlemekte iken insan haklarına saygı gibi politik ve demokratik reformlarda aksine çok yavaş bir ilerleme kaydetmiş,

c.protestoculara karşı sistematik şiddet türkiye’de yaygın bir olgu haline gelmiş,

d.gezi parkı’nın yeniden yapılandırılmasına karşı başlayan protestolar hızla baskıya, polis şiddetine ve protestoculara kullanılan şiddete karşı bir tepki hareketine dönüşmüş,

e. insan hakları organizasyonları ve doktorlar birliğinin olmasına rağmen, şiddet tüm ülkeye yayılmış durumda, dört kişi öldürülmüş ve istanbulda bin beşyüzden fazla, ankarada yediyüzden fazla yaralı bulunmakta;

f. göz yaşartıcı gaz polis tarafından barışcıl protestoculara karşı yaygın olarak kullanılmış ve helikopterlerden diğer bir çok bu gibi şeyler protestocuların olmadığı yaşam alanlarına bırakılmış; gereklilik ve oran prensipleri yok sayılarak yine bazı olaylarda evlere göz yaşartıcı gaz atılmış;

g. turkiye devleti sosyal ağları ve internet erişimini kesme girişiminde bulunmuş olduğuna dair ciddi suçlamalar var, hükümet karşıtı toplantılarıların gündeminden bilgi akışını kesme girişimlerinde bulunulmuş, başbakan recep tayyip erdoğan sosyal medyayı "bir tehtid" olarak isimlendirmiş;

h. büyük çaplı gösteriler ülkedeki politik sallantıyı gözler önüne sermiş; halkın seferberliği ideolojik bir spektrum göstermesine rağmen, halk türk halkı'nın bir kısmına, erdoğan hükümetine ve partisi akp ye açık bir öfke patlaması göstermekte;

i. islamcı bir gündem uygulama ve sürdürme türkiyedeki sosyal, politik ve ekonomik gruplar arasında anlaşmazlık ve çatışma ortaya çıkarmış;

j. protestolar ve büyük çaplı katılımlar gösteriyor ki insanlar çok sayıda ve köklü problemler yaşıyorlar, türkiyedeki ekonomik büyüme insanların yaşama kalitesinde bir artışı da yanında getirmiyor, görünen o ki türk vatandaşları ve işçileri yürürlükteki haklarından, özgürlüklerinden haz etmiyorlar, maaşları ve gelirleri ise gerçekten az;

k.bir diğer temel memnuniyetsizlik sebebi ise erdoğan’ın suriye ile ilişkiler konusunda benimsediği dış politikalar; suriye’deki iç savaş üzerindeki müdahaleci duruşu, muhalif güçlerle işbirliği –ülke sınırları içindekilerle bile- ve komşu ülkedeki savaş iklimini türkiye’ye taşıması,

l.çevik kuvvetin siyasi partileri hedef aldığı, tkp ofislerine ve nazım hikmet kültür merkezine bir saldırı gerçekleştirildiği rapor edilmiş,

m.11 haziran 2013 sabahı çevik kuvvet göz yaşartıcı gaz ve tazyikli su kullanarak taksim meydanına geri dönmüş,

n. türkiye halihazırda avrupa insan hakları mahkemesi tarafından eylemcilerin haklarının ihlal edilmesi ve gözaltına alınanlara kötü muamele yüzünden üç kez mahkum edilmiş,

o.türkiye, ab üyeliğine aday bir devlet olarak, demokrasiye saygı duymak ve desteklemek ve demokratik hakları, insan hakları ve özgürlüklerini güçlendirmek yükümlülüğü altındadır. komisyonun 2012 türkiye ilerleme raporunda katılım öncesi mali yardım aracından yargı ve polis reformu için 810 milyon euro tahsis edildiği not edilmiş,

p.demokratik bir hak olan protesto etme hakkı artan bir tehlike altındadır. dünya üzerindeki insanların neo-liberal ve anti-sosyal politikalara karşı öfkesi de aynı şekilde artmaktadır.

1.türkiye hükümetinin protestoculara ve türk halkına karşı uyguladığı devlet şiddetini kesinlikle kınıyoruz.

2.türk çevik kuvvetinin siyasi partileri hedef almasını kınıyoruz.

3.türk hükümetine protestoculara karşı uyguladığı şiddeti hemen durdurulması ve gözaltında bulunan barışçıl protestocuların tamamının serbest bırakılması çağrısında bulunuyoruz.

4.göstericilerin demokrasiye, demokratik haklar, insan hakları ve özgürlüklerine saygı taleplerinin yanında olduğumuzu ifade ediyor ve vatandaşlık hakları, kadın hakları ve sosyal ve ekonomik hakların hiçbir dini inanış tarafından göz ardı edilmemesi gerektiğine inanıyoruz.

5.anaakım türk medyasının olayları gözardı etme girişimlerini kınıyoruz.

6.barışçıl protestoculara karşı şiddet uygulanmasına sıfır tolerans gösterileceğinin altını çiziyor ve işkence, kötü muamele ve kolluk görevlileri tarafından güç kullanımı iddialarının soruşturulması için insan hakları örgütleri, göstericilerin komiteleri ve müdahil olanların katılımıyla bağımsız ve tarafsız bir komisyon kurulması çağrısında bulunuyoruz.

7.türk hükümetine otoriter yönetim tarzına son vermesi ve şiddetin yükselmemesi ve daha fazla insanın mağdur olmaması için protestocuların örgütleri ile görüşmeler düzenlemesi için çağrıda bulunuyoruz.

8.çoğunluğu sol kanat ya da kürt eylemciler olan 10 000 politik hükümlünün ve hukukun üstünlüğü ilkesine aykırı şekilde tutuklanmış gazetecilerin derhal serbest bırakılması çağrısında bulunuyoruz.

9.gezi parkı'nın olayları tetikleyen durum olması dolayısı ile türk hükümetine, halkın ayaklanmasının asıl sebebi olan; sosyal, politik, kültürel ve ekonomik yapılarını gözden geçirmesi çağrısı yapıyoruz.

10.türk yetkililer tarafından yapılan ve durumu normalleştirmeye yardım etmek yerine alevlendiren ve daha çok huzursuzluğa neden olan açıklamaları kınıyoruz.

11. türkiyedeki sivil toplum örgütleri para cezaları ile karşı karşıya kalmaya devam ediyor, kapatma işlemleri, yönetim engelleri ve ticari ortakların ve işçilerin haklarına saygı duyulmaması; türk hükümetini işçi ve ticaret ortaklığı hususlarında - ab müktesebatında ve uluslararası çalışma örgütü kongrelerinde, özellikle grev hakkı ve toplu görüşme hakkı konularında - acilen yeni bir mevzuat yapmaya çağırmaktadır.

12.başkanımıza bu kararı konseye, komisyona, dışişleri ve güvenlik politikası yüksek temsilcisi/komisyon başkan yardımcısına, avrupa konseyi genel sekreterine, avrupa insan hakları mahkemesi başkanına, üye devletlerin hükümet ve parlamentolarına ve türkiye büyük millet meclisi ve türk hükümetine iletmesi için talimat veriyoruz.
parlamentonun rte ve hükümetine en temelden demokrasi dersi verdiği ve ayar çektiği sonun başlangıcı metindir. ama şimdi akkoyunlar 'vay efendim şöyle çarpıttınız, yok efendim böyle çarpıttınız' diye ortaya çıkarlar.
bizlere içerideki fırsatçı köpeklerin haricinde dışarıdaki fırsatçı köpeklerin varlığını da hatırlatmıştır.

ne ab ne abd, hedef tam bağımsız türkiye. ah özür dilerim, onu bugün demiyorduk. hükümet avrupa ile olumlu temaslarda bulununca söyleriz artık.
avrupa birliği ile görüşmeleri baş müzakereci sıfatıyla takip eden bir bakan varken, rte ab ile yapılan gümrük birliği anlaşmalarını övüne övüne anlatırken, ab kalkınma fonlarından milyonlarca avroyu yandaşların projelerine akıtırken, ''hadi ordan, hoşt köpekler, tanımıyoruz '' diyemeyeceğiniz parlamentonun karar metnidir.
Ben bu diktatör götü yalayanları biraz tanıyorsam bunlar da hemen gidip arap bilmem ne birliğinden karşı karar çıkartırlar.
Atatürk'ten sonra ilk kez bir liderimiz avrupaya haddini bildirerek restini çekmiştir, bu bildiri kabul edilemez! sen kimsin içişlerimize karışıyorsun rezil avrupa tepkisi vermiştir. Helal olsun Başbakanımıza, allahın izniyle senin yanındayız, avrupayıda yakarız romayıda inşaallah.
memleketi babalarının çiftliği giib yöneten insanlık ve özgürlük düşmanı faşistlere verilmiş ayardır. avrupa'dan övgü geldiğinde dört ayakları üzerinde sevinçle zıplayan denyolar, bu karara karşı hakaret ve hamasetle yaklaşmaktan başka hiçbir şey yapamıyorlar.

ikiyüzlülükleri de ibret verici. ulan siz 2004 yılında ab ile üyelik görüşmelerini başlatmadınız mı ? ab müktesebatını aynen uygulamaya söz vermediniz mi ?