bugün

dünyada söylenmiş sözler içinde "gerçeği" en iyi ifade edeni. bir cani tarafından söylenmiş: stalin.

peki bu söz bize neyi söylüyor? kişi kendi "gerçek" dünyasında (ki bu dünya mikrodur) yaşadığı müddetçe -bir sapık değilse eğer- vicdan sahibidir, "normal"dir. ama ülke kurtarmaya, harita üzerinde planlar yapmaya, kahramanlık yapmaya, "vatan kurtarma"ya giriştiği vakit, makro illüzyonuna tutulur. büyük, makro şeylerin olduğu yerde de gerisi "teferruat"tır. artık vicdan, küçük şeyler bir tarafa konulur ve onun üzerinden konuşulur. bunu yapmak için illa devlet başkanı olmaya da gerek yok; bilgisayar başında vatan kurtaran, hükümet deviren, üniversiteleri düzenleyenleri gördük, görüyoruz.

yanlış anlaşılmasın, bahsettiğim "duyarsızlık" değil. bu başka birşey ama şimdi açıklamaya girişmek içimden gelmiyor. denesem de açıklayamam belki.

yani demem o ki, hayatımızın aslında o "teferruatlar"dan oluştuğunu gözden uzak tutmamalı hiçbir zaman. yoksa şirazeden çıkıyoruz. sabah kalkın, kahvaltı yapın, komşunuz açsa tok yatmayın, kardeşinizin hakkını savunun, eşinizi dostunuzu kollayın, dünyayı değil, kendinizi değiştirin. ben yaptım bunları, aştım; siz de yapın; aşın.. bu arada son cümleyi de o kadar ciddiye almayın.
stalin'in sol hümanizmden hiç nasiplenmediğini ispatlayan sözüdür.
turkiyede ki sehit haberlerinin 3. sayfalara dustugunu gorunce hatirladigim anlamli soz.
Milyonların katili eski papaz stalin'in ifadesidir.