bugün
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız23
- nazar değdi sözlük8
- crop giyen erkek9
- uludağ sözlüğün bitmiş olması8
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi19
- icardi1905 silik olsun kampanyası21
- şehirler arası aşk yaşamak10
- true'nin porno arşivi kaç gb9
- icardi190527
- suriyeliler suriye'ye dönsün12
- vatandaşlık farkı alan otel24
- bir kadının yemek ısmarlaması15
- hamas bir terör örgütüdür20
- erkeğe ne hediye alınır34
- bir sözlük yazarını kaşır mısınız11
- futbolcu ismiyle nick almak11
- anın görüntüsü12
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler10
- aleyna tilki10
- sözlük kızından gelin olmaz21
- herkes güncel fiyatını yazabilir mi9
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim22
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın14
- sözlük yazarlarının tatlıları8
- alınan en güzel iltifat14
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim9
- cumaya gidenlerin çok azalması10
- bik bik'in balona binmesi34
- en yaşlı özelliğiniz9
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim23
- sabah aç karnına içilen bira13
- ideal duş alma sıklığı14
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız9
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım9
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı23
entry'ler (66)
imtihan alanı dünyamızın en mübarek hizmetleridir. yaşasın ak parti!
fenerbahçe'nin bu yarışmada rüzgara karşı işemekte ve üstünün başının sidik içinde kaldığı rivayet olunur.
sözlüğün en hoş kızı. bir de türbanlıysa allah derim yani.
polat alemdar islam dininin güzelliğiyle şereflenmiştir. öbür dallama kutsal çaydanlık tarikatı üyesi demleme bir dizi karakteridir.
van gölüne düşseler ikisini de kurtaramam. çünkü sodalı sudan hoşlanmam.
van gölüne düşseler ikisini de kurtaramam. çünkü sodalı sudan hoşlanmam.
manyak deli bok. hem pis hem kopat.
TUĞYAN Sözlükte "haddi aşmak, çok azgınlık göstermek, su taşmak, çoğalmak, deniz coşmak, mizaçta kan galebe etmek, zulüm ve küfürde çok ileri gitmek" anlamlarına gelir.
Bu kavram türevleriyle birlikte Kur'ân'ın kırk ayrı yerinde geçmiştir. insan belli nimetlere kavuşup, kendisinde istediğini yapabilecek bir güç, bilgi ve yetenek vehmettiği an gurur, kibir ve gaflete kapılarak tuğyan kapısını aralar, bir adım daha öteye geçince Allah'a ortak koşmaya, nefsini O'nun yerine geçirip heva ve heveslerinin peşinden gitmeye başlar. işte bu hal tuğyan halidir. Bu tür insanlar da Kur'ân'ın ifadesiyle tâğîdir. Nitekim geçmiş toplumların karakteri ve onları helaka götüren sebepler anlatılırken tuğyan felaketine dikkat çekilmiştir. Firavun'un tavrı, Nûh kavminin inkârı, Lût kavminin taşkınlığı ve Semûd kavminin zevk ve sefa içinde yaşadıkları halde nankör davranmaları bir zulüm ve tuğyan hareketi olarak değerlendirilmiştir.
"Siz her yüksek yere bir alâmet dikerek eğleniyor musunuz? Temelli kalacağınızı umarak sağlam yapılar mı ediniyorsunuz? Yakaladığınız zaman, zorbalar gibi mi yakalıyorsunuz?" (Şu'arâ, 26/128-130)
ve "Azana ve dünya hayatını ahirete tercih edene, şüphesiz cehennem tek barınaktır." (Nâzi'ât, 79/37-39) âyetleri buna işaret etmektedir.
Kur'ân, azgın ve başkaları üzerinde ilahlık iddiasında bulunacak kadar sapıtanlara ve kendisini Nemrud ve Firavun örneğinde olduğu gibi yeryüzünün hükümdarı ve tek hâkimi kabul edenlere tağut demektedir. "...inkâr edenlere gelince, onların dostları da tağuttur. Onları aydınlıktan alıp karanlığa götürür. işte bunlar, cehennemliklerdir?" (Bakara, 2/257) http://www.diyanet.gov.tr...ku.asp?id=1918&harf=T
Bu kavram türevleriyle birlikte Kur'ân'ın kırk ayrı yerinde geçmiştir. insan belli nimetlere kavuşup, kendisinde istediğini yapabilecek bir güç, bilgi ve yetenek vehmettiği an gurur, kibir ve gaflete kapılarak tuğyan kapısını aralar, bir adım daha öteye geçince Allah'a ortak koşmaya, nefsini O'nun yerine geçirip heva ve heveslerinin peşinden gitmeye başlar. işte bu hal tuğyan halidir. Bu tür insanlar da Kur'ân'ın ifadesiyle tâğîdir. Nitekim geçmiş toplumların karakteri ve onları helaka götüren sebepler anlatılırken tuğyan felaketine dikkat çekilmiştir. Firavun'un tavrı, Nûh kavminin inkârı, Lût kavminin taşkınlığı ve Semûd kavminin zevk ve sefa içinde yaşadıkları halde nankör davranmaları bir zulüm ve tuğyan hareketi olarak değerlendirilmiştir.
"Siz her yüksek yere bir alâmet dikerek eğleniyor musunuz? Temelli kalacağınızı umarak sağlam yapılar mı ediniyorsunuz? Yakaladığınız zaman, zorbalar gibi mi yakalıyorsunuz?" (Şu'arâ, 26/128-130)
ve "Azana ve dünya hayatını ahirete tercih edene, şüphesiz cehennem tek barınaktır." (Nâzi'ât, 79/37-39) âyetleri buna işaret etmektedir.
Kur'ân, azgın ve başkaları üzerinde ilahlık iddiasında bulunacak kadar sapıtanlara ve kendisini Nemrud ve Firavun örneğinde olduğu gibi yeryüzünün hükümdarı ve tek hâkimi kabul edenlere tağut demektedir. "...inkâr edenlere gelince, onların dostları da tağuttur. Onları aydınlıktan alıp karanlığa götürür. işte bunlar, cehennemliklerdir?" (Bakara, 2/257) http://www.diyanet.gov.tr...ku.asp?id=1918&harf=T
Allah ile âlemi bir ve aynı, hatta Allah'ı âlemin yegane cevheri sayan düşünce akımına verilen bir isimdir. Panteizm düşüncesinde madde ve ruh bağımsız varlığa sahip değildir. Ancak bütün varlıkların tek sebebi olan üstün bir cevherin sıfatları ve görünüşleridir. Bu kavram ilk kez 18. asırda irlandalı J. Tolanda tarafından kullanılmıştır. O'na göre Allah'ın âlemden ayrı ve müstakil bir varlığı yoktur. O, bir kanundur, bir kuvvettir.
Panteizm kendi içinde sudurcu, idealist ve tabiatçı olmak üzere üç kısma ayrılmıştır. Genel olarak panteist düşünce; tanrı anlayısının aşkınlık fikrini inkar ederek ateizme yardımcı olduğu, "Tanrı her şeydedir" demek suretiyle, varlık dereceleri arasındaki ayırımı ortadan kaldırdığı, örneğin taşla insanı bir tuttuğu gerekçesiyle eleştirilmiştir. Ayrıca sonlu olanla sonsuz arasındaki bağlantıyı sağlam bir temele oturtamadığı ve belli bir birliğe ulaşmada da başarılı olamadığı görülmektedir. Daha açık bir ifade ile panteizm muhtemelen vahdet-i vucüd prensibinden yola çıkarak "ittihadiyye", Allah ile âlemin karışması gibi bir çıkmazın içine düşmüştür. Dolayısıyla varlıklar arasındaki bütün değerler yerinden oynamıştır. Böylece Panteizm, kötülük problemini de daha karmaşık hale getirmiştir. Çünkü günah ve kötülükle mücadele için ahlâkî sorumluluk esasını kaybetmiştir. Çünkü bu sisteme göre insan, fizik âlemin bir parçası, ahlâk da tabiat düzenine zarurî ve pasif bir itaat olur. http://www.diyanet.gov.tr...ku.asp?id=1554&harf=P
Panteizm kendi içinde sudurcu, idealist ve tabiatçı olmak üzere üç kısma ayrılmıştır. Genel olarak panteist düşünce; tanrı anlayısının aşkınlık fikrini inkar ederek ateizme yardımcı olduğu, "Tanrı her şeydedir" demek suretiyle, varlık dereceleri arasındaki ayırımı ortadan kaldırdığı, örneğin taşla insanı bir tuttuğu gerekçesiyle eleştirilmiştir. Ayrıca sonlu olanla sonsuz arasındaki bağlantıyı sağlam bir temele oturtamadığı ve belli bir birliğe ulaşmada da başarılı olamadığı görülmektedir. Daha açık bir ifade ile panteizm muhtemelen vahdet-i vucüd prensibinden yola çıkarak "ittihadiyye", Allah ile âlemin karışması gibi bir çıkmazın içine düşmüştür. Dolayısıyla varlıklar arasındaki bütün değerler yerinden oynamıştır. Böylece Panteizm, kötülük problemini de daha karmaşık hale getirmiştir. Çünkü günah ve kötülükle mücadele için ahlâkî sorumluluk esasını kaybetmiştir. Çünkü bu sisteme göre insan, fizik âlemin bir parçası, ahlâk da tabiat düzenine zarurî ve pasif bir itaat olur. http://www.diyanet.gov.tr...ku.asp?id=1554&harf=P
Başka, yabancı, el anlamlarına gelen gayr kelimesinin çoğuludur. Tasavvufta genellikle mâsiva karşılığı olarak kullanılmaktadır. Ayrıca sûfi olmayan, tasavvufî hayata yabancı olan veya aynı tarikatta olmayan anlamında da kullanılır. http://www.diyanet.gov.tr...roku.asp?id=31&harf=A
Birinin yerine geçen, karşılık anlamına gelen bedel ve bedîl kelimelerinin çoğuludur. Tasavvufî bir terim olarak ise "dünya ilgilerinden kurtularak kendisini bütünüyle Allah yoluna adayan ve ricâlü'l-gayb diye adlandırılan veliler topluluğu içinde yer alan "sûfî veya erenler" anlamına kullanılmaktadır. Bu kelime yerine budelâ kelimesi de kullanılmaktadır. Abdallar, insanlara karşı iyi niyetli, kendilerine kötülük yapanları bağışlayan, sahip oldukları şeyleri başkalarıyla paylaşan, kazâ ve kadere gönül hoşluğu ile boyun eğip rıza gösteren, haramlardan titizlikle kaçınan, ibadetlerinde ihlâs ve samimiyeti ön planda tutan, sevgi, şefkat, merhamet ve iyi niyet gibi ahlâkî erdemlerle donanmış kimselerdir. Hadis olduğu öne sürülen rivâyetlerde abdalların sayıları konusunda 7, 30, 40, 70, 80 gibi değişik rakamlar verilmektedir. Yaygın görüş ise sayılarının 40 kişi olduğudur. Ancak abdal konusu ile ilgili hadislerin büyük bir kısmı veya tamamı titiz muhaddisler ve kelâmcılar tarafından senet veya metin tenkidine tâbi tutularak reddedilmiştir. Abdal ve budelâ kelimeleri tasavvuf geleneğinde ifade edildiği anlamda Kur'ân-ı Kerim'de yer almamıştır. Ayrıca abdal, Afganistan'da bir Türk kabilesinin, Anadolu'da ise göçebe bir topluluğun adıdır. http://www.diyanet.gov.tr...aroku.asp?id=9&harf=A
değer kıymeti anlaşılamamış bir büyük din alimidir. zamanın üstadıdır.
çokbilmiş wondrous'uyla, aşk yaralı radiance'ıyla, küfrü ayar vermek sanan sarhoş ejderha'sıyla, bunların dizinin dibindeki taklacılarıyla bir beceriksizlik yuvasıdır itü sözlük. amatörlük abidesidir. aşağı yukarı elindeki bütün iyi yazarları atmış, gerekli gereksiz yazar atmakla milleti kendilerinden nefret ettirmişlerdir.
bugünlerde de yeni yazar avına çıkmış bu sözlük. 4. nesil yazar alımındaki gibi bolluk yerini kuraklığı bırakmış sanırım. çünkü 10 tane basit entry giren herkesi yazar yapıp öpüp başlarına koyuyorlar.
şimdi baktım 5. nesil yazar alımı sonucu ancak 954 yazar bulabilmişler. bunlar da yeni falan değil ha, sadece benim 4 yazarlığım var bu son nesilde. kaldı geriye 950. bunların tahminen 750'si ilk 4 neslin yedeği olsa elde şöyle elle tutulur 200 yazar kalır. eh onlar da itü sözlük gibi kibir yuvasına çok bile.
bugünlerde de yeni yazar avına çıkmış bu sözlük. 4. nesil yazar alımındaki gibi bolluk yerini kuraklığı bırakmış sanırım. çünkü 10 tane basit entry giren herkesi yazar yapıp öpüp başlarına koyuyorlar.
şimdi baktım 5. nesil yazar alımı sonucu ancak 954 yazar bulabilmişler. bunlar da yeni falan değil ha, sadece benim 4 yazarlığım var bu son nesilde. kaldı geriye 950. bunların tahminen 750'si ilk 4 neslin yedeği olsa elde şöyle elle tutulur 200 yazar kalır. eh onlar da itü sözlük gibi kibir yuvasına çok bile.
saçmasapan beyanat. bir işe allahın adını zikrederek başlamanın, allahın adıyla o eylemi hayırlı hale getirmenin kime ne zararı olmuştur. geri kalmışlık göstergesi tembelliktir. geri kalmışlık göstergesi bütün islam ülkelerini kaplamış olan uyuşukluktur. insan kalitesizliğidir. hem çalışkan hem de inançlı bir toplum geriye gitmez.
ezan okunan bu ülkede ezanın hikmetini bilen birinin gelmesi açısından yerinde kampanya.
içler acısı hali hemen her ortamda çok kuvvetli bir şekilde vurgulanmaya başlayan sözlük: http://sozluk.sourtimes.o...=itu+sozluk%2F%2312933094#
maddi meselelere kafayı takmış, bu dünyayı öbür dünyanın önüne almış materyalistlerin anlayamayacağı olay.
önce abdest almalıdır. ölmüşlerinin ruhuna dua etmelidir. ondan sonra her bişey yapılabilir.
ateist olunmaz, olanın üstüne nutella döküp çöle yatırmalıdır.
ateist olunmaz, olanın üstüne nutella döküp çöle yatırmalıdır.
sen istediğin kadar görsel yap, şekil yap, web canavarı ol fayda etmez. evvela sözlük yazarlarına karşı adil olacaksın. olmazsan bu hallere düşersin.
mezarlığa dönmüş sözlük, ruhuna fatiha.
mezarlığa dönmüş sözlük, ruhuna fatiha.
eleştirilmeye tahammülü olmayan sözlük. hakkında en ufak bir eleştiride bulunsanız hemen uçururlar. arkanızdan da atıp tutarlar. bugünlerdeki hali desen içler acısı. üzüldüm dersem yalan olur.
kardeşimdir. müslüman müslümanın kardeşidir. üstadım. güzel ruh, dindar arkadaşım. sözlüğün en kutsal yazarı.