bugün

burcu güneş

tam anlamıyla bocalayan sanatçı. her trende uymak için kafasını mı karıştırdı, şöhretin bedelini mi ödedi, yoksa zaten başından abartılmış bir balon muydu... o kısmını tam çözemedim.

ilk çıktığı zaman gündeme oturmuştu kendisi. muhteşem bir ses, muhteşem bir yetenek. sesiyle duruuyla aşmış bir insandı piyasada. biz aşkı meleklerden çaldık parçasıyla duygulanmayan yoktu. genç kızlar tarafından örnek alınırdı. dinlenirdi. şu bu.

ama kendi tavırlarıyla kendini mahvetti bu kadın. sonsuz bir egosu var. saplantıları var. zannedersem kıskançlıkları var.

pakize suda nın bir programı vardı vakti zamanında. bilenler bilir. ona konuk olmuştu bu. pakize suda nın: "sizi sertab erener e benzetiyolar ne diyosunuz?" sorusu üzerine poposuna çivi batırılmış at gibi kişneyerek şahlandı kadın resmen. hangi atın götüne çivi batırdın yavrum diye sormayın. benzetme yapıyorum. gelmeyin üstüme.

vay efendim sertab la ne alakası varmış. herkes bu soruyu soruyormuş. böyle terbiyesizlik olmamış. bıdı bıdı... bıdı. bana sorarsanız ses rengi birazcık benziyor. yüzü de biraz benziyor. saçma sapan bi durum yok ortada yani.

hadi diyelim benzemiyorsun. alakan yok. diyelim ki catherine zeta jones a benziyorsun sen. tamam. ama nedir bu hırçınlık güzelim? bir sanatçı olarak, sertab erener e benzetilmenin nesi kötü? kimse sana taklit ediyosun demiyor ki? insan insana benzeyemez mi? benzetilemez mi? kahtalı mıçı'yı andırıyosun mu denmiş sana? noluyor? ne bağırıyosun?

yıllar yıllar sonra okan a konuk oluyor aynı hanım. okan işte yine magazincilerden, her yerde kendisi takip ettiklerinden, bir kafe çıkışı basmak için ellerinden geleni yaptıklarından bahsediyor. burcu hanım hemen farkını konuşturuyor:

+ valla bilmiyorum ben o tip mekanlara gitmediğim için... benim başıma hiç gelmedi böyle şeyler.

pardon hanfendi o tip mekanlar derken? ne tip mekanlar açıyo sizi? sahilde kuytu köşede kalmış balık ekmekçilere mi gidiyosunuz? yoksa tibette bir rahibin yanında yerden 3 cm yükselmek için uğraşarak mı geçiriyosunuz yaz tatilinizi. çok merak ettim gerçekten. ne gibi mekanlara gidiyosunuz da hem kaliteniz artıyor hem de kimsecikler bulamıyor sizi. vaadedilmiş topraklar mıdır ikamet bölgeniz?

kimse beni takip etmiyor, magazincilerin bile ilgi odağı değilim diyemiyor da.. o tip mekanlara takılmıyorum diyor. çok mantıklı. bravo.

yine aynı programda okan, hanfendinin hava atma güdüsünden faydalanıp dalgasını geçmek için soru soruyor burcu güneş'e. her zamanki gibi:

- peki siz naparsınız boş vakitlerinizde?
+ işte yoga yapıyorum. meditasyon yapıyorum. böğürtlen çayı içiyorum. soya soslu tavuk yiyorum.

vay anasını.. hakkaten sıradışı bir insan. yoga yapıyormuş. meditasyon yapıyormuş. yok lan tibet tekiler halt etmiş bunun yanında. bi buzlu bademi eksik kadının.

hayır bi de sonra dönüyoruz gelinen noktaya bakıyoruz. drei kıyafetler giyip beyonce'un 10 yıl önceki koreografisini uygulamaya çalışmalar. seksi olma çabaları. tamam mı devam mı felsefesiyle söylenilen şarkılar. disko bar. dekolte kıyafet. dans.

hani sen o tarz yerlere takılmıyodun bebeğim? bakıyorum da iki kliptir diskodan bardan çıkmıyosun. hani meditasyon? hani böğürtlen çayı? hani klasik müzik? hani tibet dağı nın mor menekşeleri? he yavrum?

alternatif tanım: kendini çok farklı, çok kaliteli, çok üstün sayan ve maalesef öyle olmadığını yavaş yavaş anlamaya başlayan kadın. olası depresyonunu sorunsuz atlatması için güç kuvvet diliyorum kendisine.

soru: biyons mu biyonse mi? bi el atın aydınlatın. aşk olsun.