bugün

mumsöndü

osmanlı döneminde kurucu ve hakim unsurun yani türklerin mezhep olarak çoğunlukla sunni (hanefi maliki, hanbeli ve şafiî) olmaları nedeni ile alevi inancına sahip kimselerin toplumda pek de hoş karşılanmadığı söylenmektedir kabul edilen kaynaklarda.

osmanlı devletine mahsus olmayan selcuklularda'da gözlenmesi mümkün olan bu bakış açısı ve kimi kendini bilmez sünnilerin hazımsızlıkları, yine kimi kendini bilmez alevi kişilerin davranış bozuklukları neticesinde özellikle osmanlının beylik sürecinden devlet sürecine girdiği dönemde yerel yerleşimlerde alevilerin sünni mahallelerinde ikamet etmeleri zorlaşmıştır. bu nedenle aleviler içlerine kapanmayı uygun görmüşlerdir. kendi yerleşim yerlerini kurma yoluna gitmişlerdir. fakat gece ve gündüzleri mahhallelerin güvenlik ve asayişinden sorumlu zaptiye ve bekçiler yine de alevi mahallelerinde de denetim ve devriye görevi yapmışlardır. aleviler bu kişilerin kendilerini alevi ve dinsiz olarak etiketlemelerinden çekindikleri için ibadetlerini genellikle gece geç saatlerde yapmışlar ve kandil kullanarak hanelerinin dikkat çekmesini istemediklerinden genellikle daha az ışık veren ve dışarıdan daha az belli olan mum ışığını kullanmak durumunda kalmışlardır.kapıda veya penceredeki hane halkında bir kişi de sokağa bekçi gelip gelmediğini kontrol eder durumda beklemiştir. bekçinin sokağa girmesiyle mumlar söndürülür ve bekçi sokağı terkedene kadar da evde uyanık ve karanlıkta beklerler daha sonra tekrar mumları yakarlardı. bu nedenle bu evler mum söndürülen evler adıyla alevi topluluğu işaret etmek amacıyla mimlenirdi komşular tarafından.

işin aslı budur. ama tarihsel süreç içerisinde gerek alevi topluluğun ibadet ve inançlarındaki yozlaşmalar gerekse içlerine giren ve asıl amaçları kendilerini gizlemek olan kesimlere engel olamayışları bir başka mum söndü terimini günümüze getirmiştir.

sabatay sevi'nin önderi olduğu iddia edilen sabatayist topluluk kendi renklerini ortaya koymaktan çekindikleri için dünya yahudileri tarafından aforoz edilmişler ancak kendi kişisel tercihleri nedeniyle de sünni bir inanç sahibi olarak görülmek istememişlerdir.

sabatayist toplumun karakaşiler olarak da bilinen kesimi kend inançlarını bu nedenle alevi-bektaşi olarak ortaya koymakta bir mahsur görmemişlerdir.

karakaşiler bir yahudi geleneği olarak her yılın 21 mart gecesi bir cemaat mensubunun evinde toplanırlar -ki bu seçilmiş eve khal denir- bir kuzuyu ogan adı verilen bir mistik lider tarafından okuturlar ve parçalar halinde cemaate ikram ederler. bu fasıldan sonra asıl mum sözndü olayına geçirlir. ışıklar kapatılır ve bilindik bir şekilde odadaki erkek ve kadınlar cinsel ilişkide bulunurlar. bu sırada akrabalık bağları da ortadan kalkar. amaç her ne şekilde olursa olsun cinsel yönden bir şekilde aç kalmış erkek ve kadınların cemaat dışından kişilere meyletmelerini önlemek ve olası bir dışarıdan kız alma-kız verme olayının önünde geçmektir.

bu yukarıda anlatılan rituel ilk kez 8 ve 18 ocak 1924 tarihli gazetelerde karakaşzade mehmet efendi tarafından açıklanmıştır. karakaşi cemaatiyle arasında sorunlar bulunan mehmet efendi bu şekilde cemaatten öcünü de almıştır. daha sonraları yine aynı cemaatten meziyet hanım isimli bir başka dönme de bu olayların doğruluğunu tasdik etmiştir.

daha sonraları ise 1900'lü yılların ikinci yarısında bu adet cemaat içi tartışmalar neticesinde ortadan kaldırıldığı şeklinde duyurulmuştur. sebebi ise "gayrimeşruluk (mamzerim) hiçbir zaman gelecekteki birliğe dahil olmayacak, hatta bu kişinin onuncu göbekten nesli bile gelecekteki birliğe katılamayacak" diyen Tevrat ayetine (tekvin 23:2)" şeklinde beyan edilmiştir. o tarihten buyana da sabatayist bir mum söndü hikayesi anlatılmamıştır.

bu olayın alevilikteki yeri ise, o dönem karakaşzadelerin aleviyiz demeleri ve onların yahudi olduğunu bilemeyenlerin de bu işi aleviler yapıyor şeklinde beyanda bulunmalarıdır.

benim bilgim bu kadardır.merak edenlere belki faydalı olmuştur.