bugün

kendi mistik imgeleminde otlayan yalnız öküz

gerçeklerin en soğuğunda kıllarla bezenmiş simasına, tek başınalığın dört bir yanına sarmışlığı mı düşürmeliydi tuzlu göz fışkırkıtısı.. yoksa hiç yaşayamadığı mutluluk taşan hayallerinin kırıkları mı batmalıydı kilosuna lira biçilen o kocaman kalbine. kendini türk kasaplarına feda edecek kadar güçlü müydü bu hayal kırıntılarını kuyruk sapıyla süpüren eşek gözlü öküz..

bilmiyordu, nerden bilebilirdi öküz en nihayetinde..