bugün

ortaokul yıllarındaki çılgın bünye

Ortaokul yılları hepimizin unutmaya çalıştığı ve sırf o günleri hatırlamamak adına görüşmediğimiz arkadaşlarımızla doludur. Hani şimdi şekil yapmış, sizinle karşılaşınca sanki ebesini görmüş gibi ürken bir yandan da "aabi ya dünya ne küçükmüş tanıştırim canım bu martin orta okuldan kankam, martincim bu da selin" diyen o adamlardan bahsediyorum. Onların lacivert dar gelen ceket içindeki ve tüy bıyıklı hallerini bildiğiniz için ürkerler, her an çıkıp da "bu godoşa otuzbir çekmeyi ben öğrettim biliyon mu selin" demenizden ürkerler. Ürktüklri esasında kendi ırak çocuklukları bir başka deyişle hasır altı ettikleri ilk gençlikleridir.

Şaka bi yana gerçekten berbat bir dönemdir bu ortaokul dönemi. Çocuk desen çocuk değilsin (çok afedersiğiz) sikin kalkıyor. Adam desen adam değilsiniz çoğu kişi hala taso biriktiriyor. ilginç dönemdi vallahi. Ve şimdi tarihe karışan 7 yıllık Anadolu liselerinden birinde okuduysanız vay halinize. Kardeşim ben iki sene önce bu insanların yanında ebelemece oynadım, destan grubunun şahane eseri cilvelioy nanaydaile coştum. Yeri geldi ingilizce kitabından en Anadolu sesimle diyalog okudum. Kızcağızın biri sırf dil öğrenmek için bana "hello cek *" demiş ben ingilizcedeki "oh" sesinin nasıl okunduğunu bilmeden çıkmışım "ohhh hay* Helen" demişim. Şimdi kimi kandırıyoruz? "abi var ya petrucci aşmış abi. Bileğinde pilastik varmış abi yoksa nası çalıcak onu" yahut "ben zaten alkoliğim abi(16 yaşında)", "ailem psikolojimin bozulmasından endişe ediyo taam mı ayşecan" yahu ebelemece diyorum var mı ötesi, ne petruccisi. Sonra vay efendim neden liseden manita yapamadık? aynı okulda okursan, adam senin taso tutan ellerinde gitar görürse ne anlamı kalır.