bugün

şahan gökbakar

son gördüğüm gala röportajıyla beni benden almış adamdır.

öncelikle bu adamın cem yılmazla karşılaştırılması hadisesi kadar dangalak bi durum göremiyorum bunu belirteyim. hayır şahan'ın yaptığı işi yerin dibine sokmayacağım, ama dibe doğru biraz batıralım.

şahan bildiğin karakter komedisi yapmakta iken, cem yılmaz'ın yaptığı iş, diyalog üzerine kurulan marjinal bir hikaye ve tespit komedisidir. ilkini yapmak çok büyük zeka kapasitesi gerektirmez iken, ikincisini yapmak her baba yiğidin harcı değildir.

karakter komedisi dediğin şey, zaten yıllardır levent kırca'nın, hamdi alkan'ın yaptığı işlerin devamıdır. büyük ustalardır bunlar, hakkını vererek yapmışlardır işlerini. çocukluğumda az gülmediğimi hatırlıyorum bu ustalara.

şahan da recep ivedik gibi bir karakterin sinema dünyasındaki eksikliğini görmüş ve bunu dile, göze getirmiştir. recep ivedik tipik bir kırodur. herhangi bi yerde rastladığımız, bazen güldüğümüz bazen tiksindiğimiz bi insandır. bu karakterin eksikliğini görüp bunun üzerine film yapmak da bir yetenektir eyvallah. ancak ilk filmi tutuldu diye ikinci üçüncü filmi çekmek, tamamen ticari amaçlarla voleyi vurmak düşüncesi, beyaz perdeyi kirletmekten başka birşey değildir kusra bakmasın kimse. ha ben böyle düşünüyorum diye, bu son film de gişenin amına koymayacak değildir tabi, koyacaktır. fakat filmden çıkan herkes genelde, artık eski başarısının olmadığını düşünecektir.

ilk filmde alınan tadı, ikinci filmde biraz da olsa tekrar alan insanlar, üçüncü filmle göreceklerdir ki artık bildiğin baymıştır bu karakter. arkadaş, yapılan iş belli, konsept belli, diyaloglar az çok belli, şaşıracağın, dumur olacağın bir olay yok, daha ne kadar hayvanlaşabilir artık bu karakter nihayetinde, en fazla bi iki ekstrem hayvanlık örneği gösterebilir, onun için de verdiğim paraya değmez.

bundan sonra gözünü başka prototip karakterlere çevirir, başka dünyalar gösterirse bize bak o zaman o filme giderim. sonuç olarak ön yargılarım yoktur. aynı karakterle devam filmi yapmaya kalkışırsa tekrar ağzına sıçarım. bu kadar net bu döngü.

bu ara söz konusu röportajındaki beni benden alan kısmı ise, bu kadar büyük komedyen olarak nitelendirilen bir insanın, kameralar karşısında espri yapacam diye resmen sıçıp batırmasıdır. güzel bir ironidir.