bugün

free your mind

sebepsizce düşüncelere gark eylediğim kişi. hayatın acısını içine çekmiş bir kere. doğru ya, insanın ne zaman siğnesi çatlayınca anlamaya başlıyor. sessizlikleri görünce bu hayat çizgisinin bir kez daha yıkılışını gördüm duvarların üzerime yıkıldığını, sebepsizce...

içim ağladı sonra. kimsenin değerini giderken anlamak istemiyordum. kendime bile yabancı olup çıkıvermiştim. kalbime bir hüzün kondu sebepsizce. gecenin bir köründe o ıssız ve soğuk odada sebepsizce ağlamaya başladım birden. romanlarımsa beni teselli ediyordu, sustum, damlalar düştü sonra tek tek. rüzgarlar şahitti. plastik rüyalara dalmıştım işte. kendimi aldatıyordum. aynalar sus pus olmuş, sorularıma yanıt bile vermiyor...

kalbimde bir nokta var, kara. tanımlayamıyorum. yine bir gün kontrastıyla yaşıyorum. telefonda yutkunuyordum. kendime güvenim gelmişti, bu sefer ayaktaydım. babamsa çoktan efkara dalmış, annemi teselli ediyordu işte. babamın ağlarkenki halini hiç bilmiyordum. nedendi? sustuk, sesimin tonunu yükseltince kendine geldi birden. "baba" dedim sessizce. çok uzak!!!

devam edemiyorum, beni mazur gör. burada bir nokta...