bugün

unutmak isteyip unutamamak

zamanında unutamadığı şeye uzun süre unutamayacak kadar bağlanmak eylemidir.

en keskin yol, unutulmayanın eksilerini akla getirmektir. yaptığı yanlışları düşünüp hakedip haketmediğini tartarsa insan, gayet de güzel soğuyabilir. hayatta karşılaşılan ufak bir şey, güzel günlerden anıları hatırlatabilir. zaten o anılar sonradan hatırlanmaması için yaşanmamıştır. önemli olan kişinin o anı hatırladığında yüzünde tebessüm olmaması, kalbinin çarpmamasıdır. 'nasibimizi aldık' tavrıyla hatırladıklarına yaklaşmasıdır.

en sayko yol, başka biriyle olarak unutmaya çalışmaktır. başta kolay gelecektir, yeni şeyler yaşarım unuturum der bu hatıralardan kurtulamayan organizma. ancak bilmez ki başka birinin duygularını alet ettiği geçmişi ona daha da üzüntü verecektir. an itibariyle alçalacak, bunu hissettiğinde hayatına yeni aldığı kişiyi çok saçma bi sebepten terkedecek, geçmiş ona daha ağır yüklenecektir.

unutmayı deneyen herkesin varacağı tek sonuç, hatırlayacak yeni şeylere ulaşması olacaktır. anneni kaybedersin, babanı, kardeşini. bir daha kimse annen, baban, kardeşin olamaz. ama senin hakettiğin unutmak istediklerin ve sürekli acı çektiğin hatıralar yerine, hatırlamaktan mutluluk duyduğun anılarsa, bunu sana yaşatacak bir kişi elbette çıkar. *

bir kişinin hayallerindeki insan asla hayal kırıklığı yaratmaz, diye yazılası durumdur. *

edit: konu sonsuz tarzda ele alındığından ben gönül meselesinden girdim.