bugün

çağan ırmak vs çağdaş türk sineması

şu an vizyonda olan karanlıktakiler filmini ve çağan ırmak ın türk sinemasında geldiği noktayı görünce kendimi yazmak zorunda hissettiğim bir konu oldu çağan ırmak vs çağdaş türk sineması... aslında olması gereken başlık ''çağan ırmak üzerinden bir çağdaş türk sineması yorumu'' idi ama malum karakter sınırlaması ve sözlük kuralları... neyse fazla uzatmadan başlamak istiyorum.

bana göre çağan ırmak filmografisinde yer alan altı filmden sadece mustafa hakkında herşey yönetmenin oluşturmak istediği sinema tarzına en uygun filmdi... aslında sonrasında da yapmak istediği buydu ama birçok sinemaseverin ve eleştirmenin de olumlu eleştirilerle yaklaştığı filminin devamını getirmek yerine ''gişe yapacak film'' sektörüne girmek istedi. nedeni ise çok basit...

siz olsanız gişeden gelecek yüzbinlerce dolara ek olarak gün geçtikçe insanların aklına daha çok kazınma şansını ve her yeni filminiz için bir beklenti oluşturmayı mı seçersiniz yoksa daha kurgu aşamasında gurur duymaya başlayacağınız ama bir adım sonrasını kestiremediğiniz sinema yolculuğunuzun nerede sonlanacağını merak ederek günlerinizi geçirmeyi mi?

idealizm'i hayat felsefesi olarak belirlemiş kişiler dışında herkesin cevabı tabii ki para ve kariyer garantisi olacaktır... çağan ırmak'ta doğal olarak bu yolu seçip daha önce televizyona yapmış olduğu dizilerin de yardımıyla yakından tanımış olduğu ''genel türk sinema seyircisi imajına'' uygun bir nevi ''sömürü'' filmleri yaparak sinema kariyerini ve kazancını garantileme yolunu, yani kolay olan yolu seçmiştir.

tüm bu gerçekleri gözden kaçırmayan biri olarak daha hala neyi eleştiriyorsun o zaman diyenlere cevap kısmına geldi sıra. evet daha önce de belirttiğim gibi, yapmak istediği sinema ve acımasız piyasa gerçekleriyle yüzleşmek zorunda kalan bir sinemacının bu zor karar aşamasında kolay yolu seçmesini acımasızca eleştirmek çok mantıklı değil. benim tek derdim her sinema yönetmeninin bu yolu seçmesi halinde bana göre hala doğmayı başaramamış ''çağdaş türk sineması''nın düşük yapma olasılığıdır...

bu problemi çözebilmenin tek yolu da, çağan ırmak gibi aslında farklı bir sinema yaratabilme umuduyla yola çıkıp, bir şekilde geri adım atan popüler sinemacıların kendilerini ispatlamalarından ve banka hesaplarına yüklü bir miktar katkı yaptıktan hemen sonra zamanında sırtlarını döndükleri noktaya geri dönmeleri ve bıraktıkları yerden eskiye nazaran çok daha güçlü ellerle devam etmeleridir... ancak bu şekilde türk sinemasına katkı yapabilirler ve yapmalılar.

o kadar da zor değil. hele bu kadar sağlam koltuklara oturduktan sonra, hiç değil...