bugün

vasiyet

ahmet yılmaz eseridir.

Vasiyet

Gidenler; eşlerine, evlatlarına , arkadaşlarına, dostlarına yazıp bırakırken ben sana yazmak zorunda kaldığım için beni affet, beni affet Baba!

Hiç bir zaman senin istediğin gibi bir evlat olamadım. Biliyorum, hoş kendi istediğim gibi de olamadım ya. Ne fark edecekse!...

Yağmurlu bir akşam üstü parkamın sırtı delik deşik, kafam gözüm darmadağın getirip bırakırlarsa evin önüne; sakın, sakın üzülüp dövünme! Ve hiç düşünme nedeni! Soranlara, soranlara ömrü sokak çocuklarıyla, Eylül çocuklarıyla, onun bunun çocuklarıyla ve en sonunda da ittifak çocuklarıyla kavgayla geçti dersin.

Şimdi, şimdi hep özlediğim bizim çocukların, ülkü çocuklarının yanında dersin, olur mu?

Sıradan bir mezar, sıradan bir tören istiyorum. Tıpkı dokuz can, dokuz yiğidim, dokuz gardaşım gibi.

Cenazeme gelen, cenazeme gelen kotlu, parkalı, ikibin içen arkadaşlarımı benim yerime koy, benmişim gibi sev, anlamaya çalış onları! Onların, onların yaşanan bunca şeye rağmen beni sevdiklerine inanıyorum. Dilerim öyledirler.

Ama tabutuma tutunup en öne geçmeye çalışan, güneş gözlüklerinin altında timsah gözyaşları döken gravatlı godoşları; pehhh, boş ver gitsin!

Velhasıl, vasiyetimi ve sıkıntılarımı yine sana, arabamı teşkilata, kavgamı ve aşklarımı genç kardeşlerime, ağacımı, ağacımı yeni ozanlara, silahımı, sazımı kitaplarımı ve inadımı oğluma, sevgimi kızıma, sabrımı kadınıma, türkülerimi, türkülerimi her şeyden çok sevdiğim halkıma bırakıyorum. Bana, bana hakkınızı helâl edin!