bugün

keşke hiç büyümeseydim

bir kez olsun bir yerlere koşturmayı bırakıp da insanları izlemiş ve hayatı değerlendirmeye almış birinin söylediği üç kelimedir 'keşke hiç büyümeseydim'.

zaman geçtikçe içimizdeki saflığın yerini saflıkla hiç örtüşmeyecek şeylerle doldurmayı öğrendik ve öğreniyoruz her ne kadar buna karşı olsak da. etrafımızdaki aceleyle yürüyen, bir yerlere yetişmeye çalışan insanları ve balkondan kar yağışını sanki hiç kimse daha önce görmemiş gibi izleyen çocukları kıyaslayın bir saniye durup. kim bilir her birimiz her gün nerelerden geçiyoruz işe, okula veya herhangi bir başka yere gitmek için. vapurla kıta değiştirenlerimiz var haftanın en az altı günü. belki tarihi yerlerden geçenler var haftanın çoğu gününde. kendimizi büyüdükçe o kadar kaptırıyoruz ki sıkıntılarımıza ve yaşadığımız kötü olaylara; hayattaki nice güzellikleri es geçiyoruz. oysa çocuk öyle mi? her şey yeni ve ilginç onun için. bir gün kar yağması, sadece 30 dakikada dünyanın en geniş kıtasından avrupa'ya geçilmesi, koskoacam dünyanın ufacık bir kürede gösterilmesi... her şey yeni ve enteresan bir hikaye onun için. onun hikayesi televizyonda kötülerin iyilere hep mağlup olduğu bir hikaye.

zaman geçtikçe sen de anlayacaksın; güçlüler güçsüzleri mi ezer yoksa, iyiler kötüleri mi ezer adlı hikayeyi. ama merak etme evlat. sen de köreleceksin zaman geçtikçe. yeter ki içindeki o iyiliğin kötülüğe yerini bırakmasına izin verme.