bugün

terk edilmek

en kotu sekillerinden biri de 'sebepsiz'dir. hicbir sey demeden, hoscakal bile, sadece gitmistir. aramissinizdir, mesaj atmissinizdir, konusmak icin her yolu denemissinizdir ama nafile. sanki bir anda ucup gitmistir. beklersiniz. cunku bilirsiniz, bir nedeni vardir. 5 yildir tanirsiniz o'nu ve bu yaptigini o'na asla yakistiramazsiniz. elbet bir bildigi vardir tabi. sabirla beklersiniz. daha once olmamis midir sanki? ayni seyi daha once yapmamis midir? ama o zamanlarda haklidir. sizin hatanizdir. peki simdi nedir hata ve kimdedir? her sey o kadar yolundadir ki, bu gidisin sebebi olarak ne o'nda ne de kendinizde bir hata bulabilirsiniz. 'bir sey' olmustur ve gitmistir yalnizca. size sadece beklemek duser. sabirla beklemek, yeniden. cunku daha once beklediginize degmistir. sizi o kadar o kadar mutlu etmistir ki, bu bekleyisi mutlulugu bekleyis olarak adlandirip devam edersiniz. ne de olsa o, dunyanin en akilli ve mantikli adamlarindan biridir sizin icin. elbet bir aciklamasi vardir ve dogru zamani bekliyordur o da. her gun dusunur, merak edersiniz. bir sure sonra verdigi aci, mutlulugun sinirlarini asar ve sizi yiyip bitirmeye baslar. o'nu beklerken kendi hayatinizi kacirmissinizdir. 'o'nsuz da yapabilirim. gittiyse gitti, kendi tercihi.' der, kendinizi avutursunuz. soz verirsiniz kendinize, bir daha ayni seyler olmayacak, diye. tutarsiniz da sozunuzu. ta ki eski gulusuyle tekrar karsiniza cikana kadar... en kotu sonucu da budur iste terk edilmenin: terk edenin 'bile bile' geri donmesi size.