bugün

ses

ses insanın kimliğidir, derler..

üç sesle varolabilirmiş bir insan..
önce duyulmadan canlandırılan, sonra dolaylı şekilde duyulunca şekillenen, en sonunda da doğrudan işitilince aslı ortaya koyan..

işitilmediği dakikalarda oluşan hemen her türlü hissi yerle bir edebilirmiş sesi ile insan.. tabii bu gücü de işitilmesindeki engellere bağlıymış..

"sesini duydum, içim ısındı" varmış, gerçekmiş..
hem de öyle gerçekmiş ki, "erol taş o" sezisinin yanlışlığını -tam düşünülmese de- en net gösteren ispatmış..

yazıların insanı anlatması yetersizmiş, başka her türlü iletişimin de.. dokunmaktan da daha başka şekilde bağlayanmış ses, en hızlı etki gösteren..

şarkı söylerken olan sesin herkese anlamı olabilirmiş de, konuşma sesi bambaşkaymış.. el tutma isteği uyandıranmış sanki, sanki sokulmaya iten..

ayrılmalarda çok şeyden kopmamak istenir de.. "merhaba"yı öylece doğaldan duymama düşüncesi en içte kem kıpırtıları başlatanlardanmış..
diğer kopulacakların da varlığıyla bağlayanmış..
güncel Önemli Başlıklar