bugün

birinci antin kuntin ankara zirvesi

antin kuntin olmaktan öte dandik bir ankara zirvesi olmuştur efenim kendileri. öyle ki tatlı su levreği bile vardı ve fakat portakallı ördek tedarik edemediler.

kimileri lacivert takım elbiseme takmış. neymiş ağır abiymişim de damatmışım da bilmem neymiş. e be gözünü sevdiklerim tartıya vursan kemikli 53, hadi bilemedin 55 kilo çeker bu garip, neresinde ne ağırlık gördünüz. asıl ağır abi iktidarsız jigolo değil miydi zirvenin gülleri? bir de posee (yazım yanlış olabilir, ecnebiyeyi pek beceremiyorum) vardı ağır abi olarak. yani bunlardan birine kurbanda hisseye gireyim desen caizdir. bizim bünyede ne ağırlık buldular anlamadım.

bir neymiş güzel kardeşim, sanki damatmışım. velev ki damatım (başbakan ağzı) ne olacak yani? zirvede gelin mi vardı ki? yok anacım ne gezer, ne gelin vaaaa ne de portakallı ördek!

yalnız şunu anladım, ulu sözlük yazarları her daim kıyafetime dikkat ediyor. iktidarsız jigolo daha gelir gelmez, "abi hafta sonu laci takım çekmişsin, hafta içi zirvesine spor kıyafetle geldin" dedi. bir önceki zirve yazılarına baktım, tepeden tırnağa kıyafetim yazılmış. benden başka da kıyafeti yazılan yok. geçen zirvede de şapkama takmışlardı. bakın gençler yapmayın böyle, şaşırıp kalacağım bir dahaki sefere ne giyeceğimi.

zirve her yaş grubuna açıkmış, gidince öğrendim. Bahar diye bir fıstık gördüm, hangi zirveye giderse sözüm sözdür gelirim arkadaş. Hem kendisiyle de bir hayli samimi olduk. arkadaşları kimlerdir, abisi ne yapar, odasını niye toplamaz her tür bilgiyi almış bulunmaktayım. ayrıca saçlarını hiç kestirmemiş.

daha önceki zirvelerde yaptığım gibi tek tek değerlendirme yapmayı, uzun uzun yazmayı çok isterdim ancak, zirveye aç ve başına güneş geçmiş bir şekilde geldiğimden gözümü açıp kim nedir, necidir diye derin gözlemler yapamadım. hani portakallı ördek biraz kendime getirir dedim ama nerdeeee azizim!

ben geldiğimde girişte sağ tarafta makara tayfası vardı. sakarya'dan gelmişler, akşama kadar bankta yatmışlar. iki lak lak edip gittiler. Ben biliyorum nereye gittiklerini onların. onlar böyle ciks kızlar bekliyordu, baktılar ki laci takımlı bir adam var karşılarında, bize burdan ekmek yok deyip sakarya'ya doğru aktılar.

herkesle tek tek sohbet imkanı olmadı, enine boyuna demeteren'le sohbet edebildik. portakallı ördeğin yokluğunu bir onun varlığı unutturdu. bir de hemşerim tatlı su levreğiyle tanışma şerefine olduk. aynı lisede, aynı fakültede okumuşuz. Tabi ben biraz fosil oluyorum ona göre.

gothic evil, tuba06, redwinemania, limon çiçeği vb. önceki zirvelerden tanıdığım arkadaşları görmek de ayrı mutluluk oldu.

neyse kısa keseyim, geldi geçti işte.

yazının ana fikri: portakallı ördek yok!