bugün

duygu sömürüsü yapan insanlar

en çok gıcık iğrenç olan ise siyaset ormanında (pardon, ortamın da olacaktı) yaşanıyor.

örn: siyasetçi kalkmış şeker pancarı fabrikaları satılan, ekin ekemeyen, pancar ekemeyen, battık diye ağlayan çiftçiyle bir olmuş hayat pahalılığı yokluk yoksulluk çaresizlik edebiyatı yapıyor.
hani var ya...
acil olarak nalbur aranıp-bulunup, bir kürek alıp gelip ağzının ortasına kürekle vurmak lazım denilen durum var ya, işte; böyle bir duygu seline kapılıyor insan.
tabi siyasetçinin ağzının ortasına.
ya kardeşim, bu köylü bu kasaba şehir bölge yıllarca eleştirdiğin iktidara oy atmış.daha dün fabrikaları satılsın diye oy atmış. kooperatif olmamış, birlik kurmamış, örgütlenmemiş.
böyle olun dediğinde de sana bölücü hain devlet düşmanı alevi pkk terörist komünist fetöcü türkiye'nin büyümesini istemiyorsun din düşmanı vs ağzına geleni söylemiş.

bu insanlardan neden oy istiyor ajitasyon yapıyorsun?
üstelik bu insanlara da devlet neden yardım ediyor ve benim vergilerimi çarçur ediyor?
eğer üretim yatırım istihdam ise devlet ramazan ayında kapanan içkili yerlere yardım etsin. zamlarla içki satışı düşen bar büfe cafelere de yardım etsin. buralar en fazla vergi alınan ürünleri satıyor.
ürettiği mala, ürettiği malı işleyen fabrikaya, ürettiği işlettiği malı pazarlayan kuruma sahip çıkmayıp 3-5 kuruşa sattıran bu insanlara yapılacak her türlü yatırım ölü yatırımdır. bunlar elinde ki malın üretimin alın terinin kıymetini bilmiyor.
ya bu insanları eğitin ya da bu anlayışta olmayan insanlara yatırım yapın.
ne bileyim, deniz kenarında zeytinliğini meyve bahçesini ormanı yakan insana tarım kredisi vermek gibi.
ormanını zeytinliğini yakan burayı satıp imara açıp parayı bulacak nasıl olsa.