bugün

the wrestler

Mickey Rourke un bu yılki * altın küre ödüllerinde drama dalında en iyi aktör ödülünü kazanmasını sağlamış darren aronofsky filmi.

bu kısa bilgilendirmeden sonra filmi izleyecek olanlara günah olmasın diye spoiler başlığı altında devam ediyorum.

--spoiler--

şimdi,

darren aronofsky nin şu ana kadar üç filmini izlemiş ve üçünden de ayrı ayrı hazlar almış ve etkilenmiş ( requiem for a dream de dağılmış, pi de kafası karışmış , the fountain de sonsuz sevgi var mı diye sordurmuş ) biri olarak açıkça ve hiç düşünmeden söyleyebilirim ki, beğenmedim. Gelelim bunun nedenlerine,

Öncelikle hikaye tam anlamıyla izleyenin kafasında oturmuyor. bir adet amerikan dövüşçümüz (randy) * var ve uzun yıllar ayrı kaldıktan sonra yeniden sahalara dönüyor. fakat bu ara vermesindeki neden nedir noluyor diye düşünürken birden, daha önce barda tanışmış olduğu hatuna (ki bu hatun kişiye birazdan geleceğiz) içini dökmeye gidiyor. bu arada randy nin bir kızı olduğunu anlıyoruz ancak yine, kızını neden terketmiş? bu kızın anası kim? uzaydan mı geldi bu veled ? gibi sorular tamamen açıkta kalıyor.

Gelelim bardaki striptizci kızımıza (Cassidy) *, kendisinin giyinik olarak göründüğü bir veya iki sahne hatırlyorum, öyle ki filmin final sahnesindeki final karşılaşmasına da üstsüz geleceğinden korktum açıkçası, neyse ki korkularım boşa çıktı.

kısaca ve net söylemek gerekirse film beni hiç mi hiç etkilemedi , mickey abimizin sağlam oyunculuğu ve marisa ablamızın göğüsleri dışında pek birşey ilgimi çekmedi doğrusu. Aronofsky nin ileride çekeceği iki filme de * bakacak olursak sanki aronofsky sinemasından bir sapma var gibi görünmekte, umarım yanılırım ama gidişat onu gösteriyor.

film benim için tamamen hayal kırıklığı oldu!

--spoiler--